Türkiye Sigorta Birliği (TSB), geçen ay 2024 yılını değerlendirmek için bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Çeşitli rakamlarla değerlendirilmeler yapıldı. BES tarafında istikrarlı bir büyüme devam ediyor. Sektör şirketleri arasında koltuklarında en rahat oturan yöneticilerin BES şirketlerinde olduğu söylenebilir. İki koltukta da oturan Fırat Kuruca hariç tabii ::))) Genel bir bakış ile sektörde işler yolunda gidiyor. Trafik sigortasındaki sorun artarak devam etse de diğer tarafta işler yolunda gittiği için sektör yöneticileri pek de serzenişte bulunmuyor. Kârlılıklar iyi elbet. Yıl sonu yenilemelerinde de bir sorun yaşanmazsa bu seneyi de kazasız belasız atlatacağız gibi görünüyor.
Reasürans anlaşmalarındaki olumlu hava sigortalılara büyük prim artışları getirmeyeceği beklendiğinden yangın sigortalarının zor da olsa 2025’e sorunsuz gireceği konuşuluyor. Diğer tarafta kasko ise biraz toparlandığında, “Sıkıntılar beraberinde geldi ve nazar değdi” diyebiliriz. H asar frekansları arttıysa da sektör şirketlerinin çoğu gidişattan memnun. Ama tabii ki dövizde kıpırdanma olmaz ve stabil bir seyir sektörü rahatlatacağı kesin.
Trafik sigortasında ise zarar derinleşerek gidiyor. Sektör yöneticileri, “Artık trafik sigortalarını konuşmayalım” deseler de zihinlerinin bir köşesinde asgari ücret ne kadar açıklanacak,? dövizde bir kıpırdanma olur mu? diye içten içe konuşuyorlardır. Fakat özellikle trafik sigortalarında sigortalıların, aracılara gittiğinde rakamların katlanmasına ve bu katlanan paraların da kendi cebine girmediği gördüğünde bu iş çözülecek gibi. Bunun için kişisel verilerin paylaşımı tarafından bunun engellemeye yönelinmesi oldukça mantıklı bir yaklaşım. Ama büyük rant olan bu tarafta buna da bir kılıf bulunur diye düşünüyorum.
Sağlık sigortaları ise büyüyor da büyüyor. Bu büyüme ile ne sigortalı, ne özel hastaneler, ne de sigortacılar bu durumdan memnun değil. “Hem ağlarım hem giderim ” durumu var.
TSB toplantısından sonra gelen bülten ve yapılan haberlere bir baktım. Güzel, olumlu ve umutlu bir beklentide herkes. Toplantıyı izleyen arkadaşımız Alp Süer, Gazete Sigorta için hazırladığı haberde farklı bir başlık atmış; ben de çok beğendim. Başlığın içinde sektörün hedefi var, umudu vardı. “2030’a kadar sektör bir sektör kadar daha büyüyecek”…. Gerçekten güzel bir söylem. Bu toplantıda telaffuz edilmiş bir cümle mutlaka. Ama şuna bakmak lazım. Son beş senede enflasyonun etkisi ile artan fiyatlarla mı büyüyeceğiz, yoksa poliçe adedi bazında mı bir sektör daha büyüyeceğiz. Ömrümüz olursa buna tanık olacağız.
600 milyar TL’lik prim üretimimiz belki 2030’da 1.2 Trilyon TL ye çıkabilir ama asıl sigortalı sayımızı o seneye kadar bir bu kadar bir o kadar artırabilecek miyiz bence asıl önemlisi bu değil mi?
İş gezisi bahanesi ile İTO Sigortacılık Meslek Komitesi Üyelerinin, SAİK Başkanı Levent Korkut nezaretinde Baden Baden’e yaptıkları gezi ile ilgili yazım sektörde tartışmalara yol açtı. Bir çok şirketin genel müdürü bir o kadar da acente dostum, birçok kanaldan bana ulaşarak tepkilerini dile getirdiler. Ben orada sorular sordum, konunun açıklığa kavuşması için. Ama tabii ki bir cevap yok. Ne diyecekler ki, gittik acentelerden toplanan paralarla bizimle hiç ilgisi olmayan toplantılara katılmak için “Baden Baden’e gittik, orada toplantılara katılamadık ama, çok güzel dönerci vardı, saunaları hamamları çok güzeldi. Gezdik eğlendik” mi diyeceklerdi. Şimdi diyorlardır ki “ya biz buralarda bunun için görev alıyoruz zaten, network geliştireceğiz, yiyeceğiz içeceğiz elbet.”
Diğer taraftan yazımda eleştirdiğim Sayın TOBB Başkan Yardımcısı Ender Yorgancılar bana cebimden ulaştı. Kendisine nezaketinden dolayı teşekkür ederim. Yazımdan rahatsızlık duyduğunu ve yanlış anlaşıldığı için üzüldüğünü belirtti. Ender Bey, “Sigortacılara verdi veriştirdi” ifadesini kullanmamdan rahatsız olmuş. Ben o cümleyi “çok eleştirdi, söylendi” anlamında kullanmıştım. Sonrasında baktım “verdi veriştirdi”, “hakaret etti ” anlamı içeriyormuş. Böyle bir durum olmadığı için bende o cümleyi o şekilde kurduğun için kendisinden özür diledim. Diğer eleştirilerim için ise “TOBB olarak para verdik diye kendimizi orada konuşturma şartı koymayız. Benden rica ettiler, işimi gücümü bırakıp geldim, o toplantıya katıldım. Uğur Bey’e nezaketsizlik yapmadım. Küçük bir uyarıda bulundum. Kendisi benim iyi dostumdur, arkadaşımdır. Buna kendisi alınmamış, siz niye alındınız ” dedi. Ben de kendilerine “Madem iyi dostsunuz, o kadar sektör temsilcisi arasında bu uyarınızı yapmayıp sonrasında yapsaydınız daha iyi olmaz mıydı?” dedim. Çünkü Uğur Bey orada dostunuz Uğur Gülen yanında Türkiye Sigorta Birliği’ni temsilen bulunuyor diye de ekledim.
Neyse konu tatlıya bağlandı karşılıklı teşekkür ettik ve konu benim açımdan kapandı. Gazetecilik ilkelerine saygımdan ötürü bu bilgiyi sizlerle paylaşıyorum. Sizlere yılın son ayında güzellikler diliyorum.