Türkiye Hayat Emeklilik’in fon çeşitliliği açısından önemli bir ayrışma gösterdiğini ve 49 adet emeklilik yatırım fonu bulunduğunu belirten Türkiye Hayat Emeklilik Fon Yönetimi ve Ekonomik Araştırmalar Direktörü Gürol Sami Özer, “Katılımcılarımız için geleceğin yatırım temalarını kapsayan fonlar kurmaya devam ediyoruz. Örneğin; ‘Katılım Karma Fonu’muz, sektörün ilk faizsiz karma fonu olmasının yanı sıra katılım finans prensiplerine uygun yabancı hisse senedi içeren emeklilik fonu olma özelliğini taşıyor. Tarım ve gıda sektörüne yatırım yapacak emeklilik yatırım fonumuzun kuruluşunu ise yakın bir zamanda tamamlamayı hedefliyoruz” dedi.
Tasarrufun değerini koruma içgüdüsü ile yatırımcısına getiri sağlayan fonlara dair ilgi de artmaya başladı. Fon seçimlerinin doğrudan yatırımcı karakteri ve yaşı ile ilişkili olduğunu belirten Özer, katılımcılara bazı tavsiyelerde bulunarak;“Risk seven bir yatırımcıysanız ya da gençseniz risk seviyesi daha yüksek olan fonlara yönelebilirsiniz. Ancak risk almayı çok tercih etmeyen ya da yaşı biraz daha ilerlemiş bir katılımcıysanız riski görece daha az olan fonları tercih edebilirsiniz. Fon dağılımını yaparken dikkat edilmesi gereken önemli bir konu da tüm birikimlerinizi tek bir fonda değerlendirmek yerine çeşitlendirme yöntemini kullanarak, farklı varlık gruplarına yatırım yapmak” diye konuştu.
Sadece Türkiye Hayat Emeklilik’te bulunan yaşam döngüsü fonlarına değinen ve tüm katılımcılarla kurduğu geniş iletişim ağıyla öne çıktıklarını paylaşan Özer, şöyle konuştu: “Yaşam döngüsü fonları, katılımcının yaşı ile fonun riski arasında ilişki kurarak yatırımlar yapıyor. Böylece piyasaları takip edemeyen veya düzenli fon değişikliği yapmak istemeyen katılımcılara bir seçenek sağlıyor. Ayrıca, FonaSor uygulamamız katılımcılarımızın risk profilleri, yaşları, fon dağılım değişikliği hakları gibi birçok kriteri göz önünde bulundurarak fon karma önerisi sunuyor. Katılımcımız olsun ya da olmasın tüm katılımcılar internet sitemizi ziyaret ederek Ekonomik Araştırmalar sayfasında yer alan model portföyümüzü inceleyip kendi risk profiline göre seçimde bulunabiliyorlar.”
Emeklilik fonlarının kısa vadeli kazanç olarak düşünülmemesi gerektiğini, bu fonların çok önemli bir tasarruf aracı olduğunun altını çizen Özer, genç yaşta tasarruf ederek birikim yapmaya başlayan katılımcıların sisteme daha geç dahil olanlara kıyasla emekliliklerinde daha fazla katkı alabileceklerini söyledi.
Son yıllarda hisse senedi ve altın fonlarının getiri anlamında dikkat çekmesinin yanı sıra sürdürülebilirlik temalı hisse senedi fonlarının pozitif ayrışacağına yönelik bir beklentileri olduğunu paylaşan Özer, gelecek yıla dair öngörüleri hakkında şöyle konuştu: “2025’te de mevcut risk ve fırsatların yönetimi açısından çoklu varlık fonlarına esas olan karma ve değişken fon türlerinin ön plana çıkacağı kanaatindeyiz. Dünya genelinde önemli merkez bankalarının enflasyonla mücadele kapsamında attıkları sıkı para politikası adımlarının sonuna gelindi ve politika faizleri kademeli olarak indirilmeye başlandı. 2025’te de söz konusu faiz indirimlerine devam edileceği düşüncesindeyiz. Bu sebeple gelecek yıl gelişmiş ülkelerden, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere sermaye akışının hızlanacağı ve söz konusu sermayenin ağırlıklı olarak pay piyasalarına akacağı kanısındayız”