Son yıllarda sigorta yaptırma gerekliliğini bize hatırlatan o kadar çok olay oldu ki…Sektörün bunu bir fırsat bilip, iyi bir iletişim stratejisi olmadan sigortalılık oranını artırma çabası doğru değil..Bu tüketici nezdinde ters tepebilir de…Fakat bunun iyi bir iletişim stratejisiyle tüketiciye hatırlatılması da mümkün. Biz toplum olarak kolay unutuyoruz, neler unutmadık ki? Depremler, yangınlar, kazalar, pandemiler, seller, dolular…Bütün bunlar bizim sigorta yaptırmamızı hatırlatan olaylar. Sektör olarak tüm bu felaketlerden alnımızın akıyla çıktığımızı söyleyebilirim. Fakat bunu bir iletişim yöntemi ile tüketici de algı oluşturacak seviyeye ne yazık ki çıkaramadık.
Son olarak yaşanan siber saldırı olayı, bu konudaki sigorta ürününü bence tüm iş dünyasına hatırlatmış oldu. “Bize bir şey olmaz” diyen iş dünyasındaki birçok yönetici, bu olay sonrası mutlaka Siber Risk Sigortalarını ajandalarına kaydetmiş olmalılar. Bir diğer yeni ürün Bina Tamamlama Sigortası inşaat sektörünü ve bu inşaat projelerinden daire satın almayı düşünen tüketicileri çok yakından ilgilendiriyor.
Geçenlerde yurtdışında rahatsızlanan bir yurttaşımızın Seyahat Sağlık Sigortası’na gönderme yaptığı video sosyal medyada oldukça fazla ilgi çekti. Seyahat Sağlık Sigortası’nı zorla yaptıran veya çok kısa süreli yaptırıp 100-200 TL tasarruf yaptığını zannedenlere ciddi bir uyarı yaptığını söyleyebilirim.
Ben bu tip olayları sektör yöneticilerinin çok dile getirmediğini söylemiyorum. Elbet sektör yöneticileri verdiği mesajlarda bu konulara değinmiyorlar demiyorum. Ama bu mesajlar toplumda algı yaratacak düzeyde değil. Sektör iletişime önemli bir bütçe ayırıyor, televizyonda, gazetelerde, dergilerde yer alıyorlar ama…Bunu dağınık yapıyorlar demek istiyorum. Böyle bir iletişimin sektörde birkaç yöneticiye yüklenilmesini de doğru bulmuyorum. Bakıyorum, sektörün bazı yöneticileri kendi çabaları ile televizyonlarda kanal kanal gezip diğer medya kuruluşlarına ziyaretlerde bulunuyor. Bunun planlı yapılmasının önemli olduğunun altını çiziyorum.
Sektörün bu iletişim dağınıklığı ve bir stratejisinin olmamasının nedenini ben elbet biliyorum. Gelecek yazılarımda bunlara da değineceğim. Ben ve benim gibi birkaç arkadaşım daha var, bu sektörün özellikle sektör dışına mesajlarını iletmede önemli çaba sarf eden. Ama bizim bu çabalarımız da yetmiyor. Çok söyleyeceğim şey var, gelecek yazılarıma saklıyorum…
Gelelim sektöre…Sektör bu yaz sıcağında bir taraftan üretim peşinde koşarken diğer taraftan yıl sonu yenilemeler için moral depolamaya çalışıyor. Çünkü sene sonunda bizi zorlu bir üç ay bekliyor.
Bu arada mevzuatlar, yargı kararları tarafında da çeşitli gelişmeler yaşandı. DASK konusunda yargı kararı gerçekten sektörün geleceği açısından çok çok önemliydi. Kontra sigortacı (sektörde aktif sigortacı) bu konu ile ilgili çok güzel bir yazısı var mutlaka okumalısınız. Diğer taraftan el konulan şirketlerle ilgili farklı gelişmeler yaşanıyor. Bu gelişmeler sektörün ritmini bozacak nitelikte değil. Benim değerlendirmem bu yönde…
Gelelim kapak röportajımıza… Bu sayımız bizim için gerçekten özel oldu…Bu konuda Allianz Partner Türkiye Genel Müdürü Merve Yalçın Tolan’a teşekkür ederiz…Gerçekten güzel bir çalışma oldu. Allianz Partners Türkiye’nin iletişim firması çok yardımcı olmuş. Onlara da teşekkür ederim. Ve tabii ki arkadaşımız Alp Süer ve görsel tasarımımızı yapan Güngör Yılmaz‘a ayrı teşekkür etmem gerekiyor. Keyifle okuyacağınızı tahmin ediyorum.
Merve Hanım ile davetleri üzerine ofislerinde tanıştık. Sektörde önemli bir geçmişe sahip, bu nedenle sektörün sorunlarına oldukça hakim. Ekibi de oldukça tecrübeli, hepsi ile tanışma fırsatım oldu. Merve Hanım’ı ayrıca çok samimi naif bir kişiliğe sahip biri olarak gördüm. Nedense bu güne kadar bir iletişim faaliyetinde bulunmamışlar. Sigorta Ekranı’na konuk olarak sektör ile ilk tanışıklığına aracılık etmekten mutlu olduk. Şimdi ise dergimizde geniş röportajımızı yaptık kendisiyle. Çok teşekkür ederim tekrar.
Tüm okurlarımıza güzel bir yaz tatili diliyorum …