Hızla değişen pazar koşulları, artan rekabet ve müşteri beklentilerinin evrimi, sigorta şirketlerinin ayakta kalması ve başarılı olması için geleneksel yöntemlerin ötesine geçmelerini gerektiriyor. Yapay zeka, büyük veri analitiği, blok zincir teknolojisi ve diğer yenilikçi araçlar, sigorta şirketlerine daha iyi risk yönetimi, müşteri deneyimi ve operasyonel verimlilik sağlarken müşteriler de artık daha hızlı hizmetler talep ediyorlar. Öte yandan sigorta şirketleri için güçlü finansal durum, sektördeki belirsizliklerle başa çıkmak ve uzun vadeli başarı sağlamak için temel bir gereklilik olarak öne çıkıyor. Sektör için bir diğer önemli konu ise sürdürülebilir çevre politikaları. Doğal kaynakları korumak, karbon ayak izlerini azaltmak ve topluma katkıda bulunmak gibi hedeflerle hareket eden şirketler, sadece ürün veya hizmetlerin kalitesine değil, aynı zamanda şirketlerin sosyal ve çevresel sorumluluklarına da önem veren tüketicilerin nezdinde marka değerlerine yatırım yapıyorlar.
Sigorta Ekranı’nda Sigorta Medya Genel Yayın Yönetmeni Can Kantar’a konuk olan HDI Sigorta Genel Müdürü Firuzan İşcan, teknolojik altyapı yatırımları ve güçlü finansal yapının şirketin geleceği için önemine dikkat çekerek HDI Sigorta’nın 2024 yılı hedeflerinden bahsetti. Yılın başından bu yana gerçekleştirdikleri acente buluşmalarına ilişkin bilgiler de veren İşcan, HDI Sigorta’nın farklı branşlardaki çalışmalarını anlattı.
HDI Sigorta’da göreve başladıktan sonra sahada yoğun bir şekilde vakit geçirdiğini belirten İşcan, “Acentelerimizle buluştum ve şirket içinde çeşitli görüşmeler yaptık. Kasım-aralık aylarında ise değerlerimizi ve vizyonumuzu belirleyerek çalışanlar olarak üç yıllık bir plan ve yol haritası oluşturduk. Bu planı yönetim kurulumuzla paylaşıp destek aldık. 2024’e belirsizliklerle değil, net bir planla girdik ve ilk olarak acentelerimizin yanında olma değerimizle hareket ettik. İşimizin temelinde insan olduğunu düşünerek, onları dinleyerek ve anlayarak işimizi yapmayı kendimize ilke edindik. Bu bilinçle hareket ederek yolculuğumuza başladık” dedi.
Programda 2024 yılındaki önceliklerinden bahseden İşcan, söz konusu önceliklerin vizyonlarını şekillendirdiğinin altını çizerek, şunları söyledi: “İlk olarak, uzun süredir gündemimizde olan teknolojik altyapı değişimine odaklanacağız. 2023’ün son çeyreğinde bu konuda bir yol haritası belirledik ve 2024, şirketimizi geleceğe hazırlamak için bu altyapıya yatırım yapacağımız önemli bir yıl olacak. Vizyonumuzda öncelikli hedefimiz, teknolojiyi etkin bir şekilde kullanarak bir şirket olmak. İkinci önceliğimiz ise topluma karşı sorumluluklarımızı önemsemek. Çevreye duyarlı bir şirket olmayı sürdüreceğiz. Üçüncü olarak, güçlü finansallara sahip olmayı hedefliyoruz. Bu, müşterilerimizden aldığımız parayı karşılığında vereceğimiz hizmetler için kullanmamız gerektiği anlamına geliyor. Sermaye yeterliliği ve sürdürülebilirlik bu noktada önemli. Dördüncü öncelik, sektördeki konumumuzu sağlamlaştırmak. Genç bir şirket olarak, HDI Sigorta’nın daha da ileriye gitmesini istiyoruz. Son olarak, en önemli hedeflerimizden biri sevilen bir marka olmak. Pozitif, çözümcü ve erişilebilir bir şirket olma özelliğimiz, sektörde fark yaratıyor. Bu öncelikler, 2024’e başlarken masamızda duran konular. Nasıl yapacağımızı, ilerleyeceğimizi ve sürekliliğini nasıl sağlayacağımızı belirlemek ana çalışma konumuz olacak. Dolayısıyla, 2024, bütün çalışanlarımızla birlikte belirlenen önceliklerde çalışarak planlarımızı hayata geçirdiğimiz bir yıl olacak.”
Her gün on binlerce teklif verip binlerce poliçe kestiklerini ve yüzlerce hasar dosyası işlediklerini dile getiren İşcan, bu sürecin bir kan dolaşımı gibi işlediğini söyledi. Öte yandan işleri daha verimli hale getirmek için sürekli olarak sistemlerini güncellediklerini de aktaran İşcan, “Bu çabaların sebebi, şirketimizin en önemli önceliklerinden biri olan paydaşlarımızı ve çalışanlarımızı önemsememizdir. Zaman, en değerli sermayemiz. Her acentemiz işe başladığında zamanını en iyi şekilde değerlendiriyor. Ancak, zamanlarını en verimli şekilde kullanmalarını sağlamak için, onlara daha hızlı ve etkili sistemler sunmamız gerekiyor. Bu nedenle, teknolojik altyapımızı güncelleyerek acentelerimizin bizimle olan tüm operasyonlarını en kısa sürede ve en verimli şekilde yürütebilmelerini sağlamak için çalışıyoruz. Teknolojik değişimin en önemli hedeflerinden biri, acentelerimiz ve şirket çalışanlarımız için verimliliği artırmaktır. Böylece, daha fazla değer yaratabilmek için vaktimizi daha etkili bir şekilde kullanabileceğimizi düşünüyorum” şeklinde konuştu.
HDI Sigorta’nın 2023 yılını 26,2 milyar TL’lik prim üretimi ile tamamladığını aktaran İşcan, “Bu prim üretiminde özellikle kasko branşı, oto sigortaları içinde önemli bir paya sahipti. Bu alanda sektördeki önemli oyunculardan biri olarak yer aldık ve geçen yıl ikinci sıradaydık. Kasko sigortaları, şirketimiz için önemli bir odak noktası ve özellikle ağır vasıta segmentinde güçlü bir konumdayız. Bu alandaki tecrübemiz ve bilgi birikimimizle kısa ve orta vadede hafif ticari ve otomobil segmentinde de gücümüzü artırmayı hedefliyoruz. Tarife etkinliğimizi geliştirirken maliyet yönetimine de önem veriyoruz. Ancak, poliçeyi satmanın ötesinde, müşterilere sorunsuz bir hizmet sunmak da önemli. Bu nedenle, Türkiye genelindeki servis ağımızı ve acentelerimizi kullanarak hizmetimizi optimize etmeye çalışıyoruz. Hızlı destek servislerimiz, müşterilere hızlı ve etkili bir hizmet sağlamak için büyük öneme sahip. 58 şehirde 160’ın üzerinde Hızlı Destek Servisleriyle (HDS) müşterilerimize birinci sınıf hizmet veriyoruz. Bu bizim sektörden farklılaştığımız önemli bir hizmet noktası. Acentemiz mutlu, müşteri mutlu, biz mutluyuz” dedi.
Markalı kaskolarla ilgili de bilgi veren İşcan, bu ürünlerin özellikle otomobillerin ilk satıldığı noktalarda distribütörler ya da üretici firmalarla yapılan iş birlikleriyle o markaların çatısı altında müşterilere ürün sunma imkanı verdiğini belirterek, “O anlamda önemsiyoruz. Türkiye’nin en gelişkin markalı kasko portföyüne sahip şirketlerinden bir tanesiyiz. Orada da ilgimiz var. Kasko dediğimizde bunu göz ardı edemeyiz. Dolayısıyla o taraftaki iş birliklerimizi önümüzdeki dönemde geliştireceğiz” açıklamalarında bulundu.
Nakliyat, özellikle emtia alanında sektör lideri olduklarını söyleyen İşcan, bu alanın kendileri için öncelikli olduğunu belirterek, “Bu liderliği korumak ve aynı zamanda, oto dışı branşlarda, özellikle konut ve iş yeri sigortalarında da aktif olmak istiyoruz. Tüm branşlarda faaliyet gösteriyoruz ancak prim büyüklüğümüzü artırmak için bu alanlara da odaklanıyoruz. Çünkü bu alanlarda sigorta penetrasyonu düşük ve bu durum afet durumlarında daha fazla destek sağlayabileceğimiz anlamına geliyor. Burada büyük bir gelişim potansiyeli olduğunu düşünüyoruz ve penetrasyonun artırılması için farkındalığın yükselmesi ve insanların sigorta konusunda ikna edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Acentelerimizin de bu süreçte önemli bir rolü olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.
Sağlık branşı ile ilgili konuşan İşcan, HDI Sigorta’nın sağlık sigortalarıyla ilgili geçmişinin çok eski olmadığına dikkat çekerek, “Özellikle Ergo Sigorta satın alması sonrasında bir sağlık portföyü var. Burada yaptığımız iş birliğiyle acentelerimize ürün ve hizmetleri müşterilerine ulaştırabilecekleri bir imkân sağlıyoruz. Sağlık bizim toplam portföyümüz içerisinde düşük bir paya sahip ama 2024 bu konuda da adımlar attığımız önemli bir yıl olacak. Acente ağımızın hem sağlık satan bir acente ağı haline gelmesine hem de müşterileriyle bağlarını kuvvetlendirebileceği bir branşa odaklanmalarına yardımcı olma isteğimiz var. Sağlık da günden güne odağımızı arttıracağımız bir branş olacak” dedi.
Sigorta sektöründe 2015’ten bu yana, Türk lirası bazında yüzde 20’lere varan bir büyüme yaşandığını ancak, bu büyümenin döviz kurlarına çevrildiğinde ortalama 10 milyar dolar civarında seyrettiğini aktaran İşcan, “Bu, genellikle düşük bir büyüme anlamına gelir. Müşteri sayıları ve yeni varlıkların sigortalanması konusunda belirgin bir gelişme gözlenmedi. Özellikle, bireysel tarafta sağlık haricinde, prim üretimi istikrarlı kaldı ve 2020’de pandemi nedeniyle düşüş yaşandı. Pandemi döneminde, evde kalma döneminde hasar frekansları azaldı ve bu, primlere yansıtıldı. Ancak, pandemi öncesi döneme dönüldüğünde frekanslar hızla arttı ve bu da primlerde bir yükselişe neden oldu. 2023’te özellikle deprem sonrasında, oto dışı kaynaklı fiyatlar yükseldi. Ancak, kasko fiyatları, özellikle geçen yılın ikinci yarısında, önceki dönemlere göre daha yavaş arttı ve enflasyonun altında kaldı. Şu anda, 2023’ün ilk çeyreğinde, primlerde yüzde 43-45’lik bir artış var ve bu, enflasyonun gerisinde kalan bir artış anlamına geliyor. Ancak, hasar tarafında kapanan dosyalara bakıldığında, ilk iki ayda maliyetlerde yüzde100’ün üzerinde bir artış gözlemleniyor. Bu nedenle, kasko fiyatlarının enflasyonun üzerinde olduğunu söylemek zor. Ancak, bu farkın azalacağına inanıyorum. Önümüzdeki dönem için ekonomik bir program var ve bu programın takip edilmesi sektör için olumlu bir gelişme. Sonuç olarak, öngörülebilir bir ekonomik ortam, daha makul primler ve daha yönetilebilir sonuçlar sağlar. Bu nedenle, bu gidişatı pozitif olarak değerlendiriyoruz” dedi.
2007’den beri trafik sigortalarının sektörün ana gündem maddelerinden biri olduğunu ve son dönemde de artan bir şekilde gündemde yer aldığına dikkat çeken İşcan, “Bu konuda çözüm arayışları devam ediyor. Açıkçası bu işin tek bir çözümü var. Hepimizin ortak dile getirdiği, fiyatın serbestçe belirlendiği ve buradaki çok riskli olan grubun sübvanse edilmesinin önünü kesen bir yapı ihtiyacı. Yüzde 4 hasar frekansı olan bir yerde yüzde 96’yı yüzde 4 finanse ediyor. Tabii ki havuzdur. Birileri hasar yapacak, havuzda toplanan para bu grubun hasarlarını ödeyecek. Özellikle o yüzde 4’ün içinde dahi çok sık hasar yapan, çok sık kaza yapan bir kitle var. Bunların belki artık trafikte bulunmaması gerekiyor. Dolayısıyla oranın çok farklı ele alınmasına ihtiyaç var. Doğrudan tazminin uygulandığı ve serbest tarifenin olduğu bir trafik sigortası yapısı çok daha sürdürülebilir olacaktır. Bundan müşteri de fayda sağlayacaktır. Bizler için de daha yönetilebilir bir yapı olacaktır. Acenteler için de yine çok daha rahat yönetilebilir bir iş haline gelecektir. Dolayısıyla doğru yol serbest tarife olmalıdır” dedi.
Bölge toplantılarında çok güzel geri dönüşler aldıklarını ifade eden İşcan, şöyle devam etti: “Sektörde acenteler ana dağıtım kanalı diyoruz ama uzakta kalınıyor diye düşünüyorum. Birçok yere ilk defa gidildiğini gördük. Dinlemeye, birlikte olmaya ihtiyaç var. İlk başta Hatay, Malatya, Maraş ve Adıyaman’da bulunduk. Sonrasında Bursa’dan başladık, İzmir, Denizli ile devam ettik. Ardından Ankara, Konya, Antalya, Adana, Kayseri, Kocaeli, Tekirdağ, Diyarbakır ve Erzurum’a gittik. Yılın başından 14 Mart’a kadar 19 tane ilde acentelerimizle bir araya geldik. Toplantılarımız tek taraflı sunumlar yaptığımız toplantılar değil. Biz yarım gün orada birlikte geçirdik acentemizle, çayımızı içtik, sonra içeri girdik. Nereye gittiğimize dair aktarımlarımız oldu. 2023’e dair ödüllerimizi paylaştık, ara verip sohbet ettik. Aslında toplamda yarım günün yüzde 60’ında soru-cevap bölümü yaptık. Bütün acenteler istedikleri soruları sorabildiler, yorumlarını ve geri bildirimlerini yapabildiler. Hem birebir hem de salonda toplu halde bir araya geldik, dinledik. Acentenin tek bir şeye ihtiyacı var. O teması istiyor. Bir problemi dile getirdiğinde buna ilişkin birlikte çözebilmek istiyor, çünkü acentenin yanında müşterisi oturduğunda müşteri direkt o anda cevabı bekliyor. Acente müşterisine ne kadar erişilebilirse şirketin de acentesine o kadar erişilebilir olması lazım. İşini hızlı çözecek ki müşterisine dönebilecek. Acenteler bizi bağrına bastı. Bölge toplantılarındaki bu buluşmalarımızı her yıl yapmayı planlıyoruz. Dolayısıyla bizim çalışma şeklimiz ulaşılabilir, bir arada bulunup, problemi çözebilmek için masaya oturulabilen bir şirket olmak olacak. Yılın ikinci yarısında da yine illerde olacağız. Biz hep bir arada olacağız, çünkü acentemizle hep bir arada olacağız ki işimizi daha iyi yapabilelim. Öğreniyoruz, canlı ve güncel kalıyoruz ve bu da bence çok önemli.”
Acentelere önerilerde bulunan İşcan, yılın ilk, ikinci çeyreğinde ve son çeyreğinde portföy çeşitliliğine göre acentelerin farklı büyümeler yaşayabileceğini söyleyerek, “Acentenin için gelir gider dengesi önemli. Enflasyon var, çalışan giderleri var, bir yanda komisyon gelirleri var. Primler enflasyonun altında arttığı zaman denge şaşabilir. Dolayısıyla gelir gider dengesine çok dikkat etmelerini, yılın planlamasını iyi yapmalarını öneriyorum. İkincisi verimlilik. En önemli sermaye, zaman. Dolayısıyla zamanı etkili ve verimli kullanmaları önemli. Satıştan sonra poliçeyi yönetmek gerekiyor. Önümüzdeki dönem işini ve zamanını iyi yönetenlerin daha pozitif olarak ayrıştığı bir dönem olacak. Bu hem sigorta şirketi için hem de acente için geçerli. Acentelerimizi de bu yöne doğru bakmalarını teşvik ediyoruz” dedi.
İş yeri sigortasının işin sürekliliği ve sermayenin korunması için çok önemli bir gereklilik olduğunun altını çizen İşcan, “Bizler bunu anlatmakta zorluk çekiyoruz. İş yeri sigortasında penetrasyon yüzde 25’lerde. Küçüldükçe sigortasızlık oranı artıyor, büyüdükçe sigortalılık oranı yükseliyor. Yıllarca biriktirilmiş olan sermayenin korunması için en önemli finansal araç sigorta. Bunu anlamak, anlatmak ihtiyacımız var. Burada da çok büyük bir emeği acentelerimiz veriyorlar. Hep birlikte daha çok emek harcamamıza ihtiyaç var. Daha gidecek çok yolumuz var” diye konuştu.
HDI global tarafından desteklendiklerini de dile getiren İşcan, “Yönetim kurulu toplantımızı 7 Aralık’ta yaptık. Bütün bu iş planlarımızı sunduk ve çok büyük bir destek aldık. Gittiğimiz yoldan gayet memnunum. Palanx Grubu, Türkiye gibi gelişmekte olan piyasalara, ülkelere yatırım iştahı olan bir grup. Türkiye’de de büyümek istiyorlar ve şu anda aldığımız aksiyonlar ile gittiğimiz yoldan çok memnunlar ve bizi destekliyorlar. Biz de Türkiye’de sermayedarına daha çok katkı yapan bir sigorta şirketi ortaya koymak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Sigorta Ekranı: