Deprem Türkiye’nin bir gerçeği… “Asrın felaketi” olarak kayıtlara geçen 6 şubat Kahramanmaraş depremleri de gösterdi ki zamanında alınacak önlemler hayati önem taşıyor. Binaların dayanıklılığından, sigortalılık oranlarına, iletişim alt yapısından sağlık sistemine kadar her açıdan olası büyük depremlere hazır olmak gerekiyor. Bir an önce harekete geçilmesi ve ihtiyaçlar doğrultusunda projelerin geliştirilmesi hayati bir önem taşıyor. İstanbul Topkapı Üniversitesi Plato Meslek Yüksek Okulu İç Mekan Tasarımı Program Başkanı Dr. Yasemin Erdoğan Biter de bu noktadan hareketle deprem sonrasında sağlık hizmetlerinin kesintisiz devam etmesi için önemli bir projeye imza attı. Yasemin Erdoğan Biter, afetlerde çok hızlı bir şekilde kurulan ve gerektiğinde hastane gerektiğinde ise farklı ihtiyaçlara adapte edilebilen ‘afet yönetiminde kullanılabilir acil durum modülü’ tasarladı. Hızlı, kolay ve tekrarlanabilir bir kurulum modeline sahip olan acil durum modülü, iç içe geçen birimlerden oluşan hareketli bir yapıya sahip. Özellikle sahra hastanelerinin organizasyonel yapısına uygun olarak tasarlanan acil durum modülü, kapalı konumda iken depolama ve taşıma sırasında minimum alan kaplıyor.
Doktora tezinde sahra-acil durum hastanelerininin avantaj ve dezavantajlarını mercek altına alan Biter, “Sahra-acil durum hastanelerinde taşınabilir barınak olarak; önceden hazırlanmış demonte baraka, konteyner, kurulmamış çadır paketleri ve prefabrik yapılar yaygın olarak kullanılıyor. Muayene ve tedavi amaçlı hasta yatakları ve bu hastanelere özgü, taşınabilir-hızla kurulup toplanabilir sağlık ekipmanları da bu barınaklara yerleştiriliyor. Mevcut kullanılan barınak tiplerinin kendine özgü avantajları ve dezavantajları söz konusu. Geliştirdiğimiz bu tasarımda ise hızlı ve kolay kurulum ihtiyacının yanında, tekrar kullanılabilirlik, ihtiyaç dışı zamanlarda fazla yer ihtiyacı olmadan kolay depolanabilirlik, çevre şartlarından olumsuz etkilenmeden, bozulmadan saklanabilirlik, ihtiyaca göre genişletilebilirlik ve uygun maliyet gibi unsurlar öne çıkıyor” açıklamasını yaptı.
Yasemin Erdoğan Biter, konsept tasarımın yönetmeliklerle tanımlanmış olan temel gereksinimler dikkate alınarak oluşturulduğuna dikkat çekti. Dünyada ve özellikle de ülkemizde son yıllarda yaşanan afetler (orman yangınları, seller, toprak kaymaları, heyelanlar, depremler vb.) sonrasında ihtiyaç duyulan acil müdahale ve geçici barınma birimi olarak kullanılan yapılara, güncel mimari yaklaşımları benimseyerek, yüksek esneklik, modülarite ve hareketlilik ile daha kullanışlı ve sürdürülebilir alternatif bir model sunma” hedefi ile bu çalışmanın yapıldığını belirten Biter, şöyle devam etti: “Sürdürülebilirlik kavramı ile kurgulanan acil durum modülü tasarlanırken öncelikli olarak hafif, esnek ve sürdürülebilir bir model olması hedeflendi. Ayrıca kolay kurulum, kolay üretim, sürdürülebilir ve hızlı tedarik edilebilir malzeme kullanımı gibi unsurlara öncelik verildi. Bu tasarım, sahra hastanesinin yanı sıra Acil Durum Modülü (ADM) olarak da kullanılabilir. Afet bölgelerinde ihtiyaç duyulan geçici barınma birimi, seyyar mutfak, banyo-tuvalet vb. farklı kullanımlar için de uyarlanabilir.”
– Konsept tasarım, hızlı kolay ve tekrarlanabilir kurulum odaklı olup genişletilebilir modüler yapı özelliği taşıyor.
– Sahra hastanelerinin organizasyonel yapılarına uygun olarak tasarlandı.
– İç içe geçen birimlerden oluşan hareketli yapısı sayesinde, kapalı konumda iken depolama ve taşıma için ihtiyaç duyulacak alan minimuma indirildi.
– Boyutlandırmada hastane için gerekli hacimim elde edilmesinin yanında, kolay taşınabilirlik için konteyner ile taşımacılığa uygunluk dikkate alındı.
– Modüllerin kolay montaj edilebilme özelliği ile imalattan depolama alanlarına demonte transferi lojistik avantajlar sağlarken depolama alanlarında acil durumlar için daha fazla yedek modül bulundurulması ve ihtiyaç halinde depolama alanlarında veya sahada hızlı kurulum imkânı sağlanması amaçlandı.
– Modüller esnek yapıya sahip olarak tasarlandı. Bu sayede, kurulumu için seçilen yerin coğrafik yapısı, arazi topoğrafyası, büyüklüğü, konumu gibi etkenlere uyumda avantaj elde edildi.
– Tasarımdaki yüksek modülarite ve esneklik, bölgedeki arazi şartlarına bağlı olarak, yer seçiminde tanımlanan bütün işlevlerin bir arada kurulmasının mümkün olmadığı hallerde, farklı işleve sahip alt birimler halinde arazi şartlarına uygun olarak dağıtılmış bir planlama yapılmasına imkân sunmaktadır.