İstanbul Topkapı Üniversitesi’nin ‘’Fark Yaratan Sohbetler‘’ etkinliği kapsamında gerçekleşen futbol ve spor medyasının sorunlarının ve çözümlerinin
konuşulduğu söyleşide spor muhabiri ve spikeri olmanın önemli yetkinlikler ve eğitimler gerektirdiği, bu doğrultuda bu mesleği hedefleyenlerin eğitimlerini bu yönde planlamaları gerektiği üzerine değinildi. İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde bu ders içeriklerinin oluşturularak sektöre nitelikli, alanında uzman mezunlar yetiştirilmesi de gündeme getirildi. Mütevelli Heyet Başkanı Nihat Kırmızı ve Rektör Prof. Dr. Emre Alkin’in de bu öneriye gösterdiği olumlu yaklaşımla spor medyası-üniversite iş birliğinin temelleri atıldı.
Türkiye Spor Yazarları Derneği Başkanı Oğuz Tongsir ve spor yazarı Şansal Büyüka, İstanbul Topkapı Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Emre Alkin moderatörlüğünde üniversitenin Kanyon USLAyerleşkesinde bir araya geldiler. Söyleşiye İstanbul Topkapı Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı ve Doğa Sigorta Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Kırmızı’nın yanı sıra çok sayıda akademisyen ve öğrenci katılım sağladı.
Türkiye Spor Yazarları Derneği Başkanı Oğuz Tongsir, futbolda yaşanan sorunlara değinerek “Futbolu, futbol bilen insanlar yönetmeli. En büyük sorunumuz bazı görevlerde bilgisi az olan insanların bulunmasıdır’’ dedi.
Spor basınında gerekli eğitim süreçlerinden geçmeden izleyici, dinleyici ve okuyucu karşısına çıkan spor muhabiri ve spor spikerlerinin olduğunu vurgulayan Tongsir, “Bu branşlarda dersler verelim. Her talep eden bu mesleği yapamasın. Akademik birikimi sektör deneyimi ile harmanlandıktan sonra görev alabilsinler. Liyakat, spor basınını kurtaracak önemli bir unsur olacaktır. Bu dersleri gelin hep birlikte İstanbul Topkapı Üniversitesinde yapalım. Gençleri ve geleceğin spor basınını burada birlikte yetiştirelim” önerisinde bulundu.
Ülkemizde futbol alanında yaşanan olumsuzlukları değerlendiren Şansal Büyüka, “Ne yazık ki Türkiye’de çok ciddi bir kulüpçülük var. Emek ve hak daha iyi korunmalı. Futbola değer katan yorumlar yapılmalı. Haberciliğin objektiflik ilkesi elden bırakılmamalı. Kulüp yöneticileri de yaptıkları açıklamalar ile taraftara örnek olmalı, sosyal medyadaki taraftar etkileşimine agresiflik yerine sporseverlik ve birlik anlayışı katmalı. Ülkemizde alışkanlığa dönüşen kötülükle beslenme tavrı son bulmalı. Türk toplumu eğer bu tavra ve tutuma bir tepki gösterebilirse yöneticiler ve medya mensupları da daha iyi iletişimler kuracaktır. Özellikle medya mensupları da bu süreçte önemli bir rol üstlenmektedirler’’ şeklinde konuştu. Futbolun ekonomik olarak kaybına da değinen Şansal Büyüka, “Markalar spor programlarına sponsor olmaktan kaçınıyor. Spor medyasının üslup ve yorumları marka iletişimleri açısından kaygı yaratıyor. Bu doğrultuda markaların futbola yatırım yapması için spor spikerleri ve muhabirlerine de önemli bir görev düşüyor. Bu sebeple üniversitede bu işin eğitiminin verilerek bu vizyonun spor medyasında gelişmesi sağlanmalıdır’’ dedi.
İstanbul Topkapı Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Nihat Kırmızı, söz konusu sorunların yegane çözümü olarak eğitimli, sporu bir bilim olarak ele alan yeni nesiller olduğunu ifade etti. Kırmızı, “Mevcut sorunları çözüme kavuşturacak olan yetiştirmiş olduğumuz nitelikli mezunlardır. Hem spor hem de medya alanında önemli bir eğitim-öğretim sürecinden geçen öğrencilerimiz, iletişim, takım çalışması, kriz yönetimi gibi 21. yüzyıl becerilerini geliştirmiş bireylerden oluşuyor.
Dolayısı ile onlara verdiğiniz destekten ötürü teşekkür ediyor, sizler gibi iyi niyetli bir şekilde sorunların çözülmesini isteyen futbol dünyası ve spor basını mensuplarının gençlerimize fırsat tanınması yolunda katkı sağlamasını istiyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye Futbol Federasyonu’nda daha önce Genel Sekreterlik görevini yürüten İstanbul Topkapı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emre Alkin, A Milli Futbol Takımının maçlarındaki tribün doluluğunun nasıl sağlandığına yönelik önemli detaylar paylaştı. Alkin, “Göreve geldiğimizde neredeyse A Milli Futbol Takımımızın maçlarına bir adet bilet satmak bile çok zor bir durumdu. Satışları online mecralardan yaparak önemli bir yeniliğe yelken açtık. Gözle görülür bir tribün doluluğu oluştu. Ancak bizler kadınlar ve çocuklar da maça gelsin istiyorduk. Bu nedenle tribün dolulukları üst düzey olan Arsenal gibi kulüplerle görüşerek fikir alışverişinde bulunduk. Arsenal yöneticileri, “Bir maça kadın ve çocukların gelmesini istiyorsanız ortamın hijyeni ve konforunun sağlanması gerekiyor” dedi. Bizler de fiziki yapıları buna göre kurguladık. Hem A Milli Futbol Takımımız hem de TFF için önemli bir dönüşüm gerçekleşti” dedi.