Zorunlu Trafik Sigortalarında kaos devam ediyor. Benim yaşanan süreçten anladığım bu.. Şöyle kısaca başa dönmek istiyorum. Sigorta sektörü hiç bir şeyden çekmedi şu Trafik sigortasından çektiği kadar. Trafik sigortasında özellikle mevzuat anlamında sıkıntı yaşıyor. İşin bu tarafında ‘tüketicinin mağduriyetini önlüyorum’ diyerek bu işten nemalanan aracıları devre dışı bırakacak kanuni düzenlemeler yapılmadan bu işin düzelmesi mümkün değil. Sigorta sektörü sömürüldükçe tüm yatırımcılar pazardan ufak ufak kaçmaya bile başladı zaten. Daha da çıkılacağı söylentiler arasında. Dünya örneklerine benzer yeni düzenlemeler getirildiğinde ne yazık ki kanunlaşamıyor, kanunlaşsa bile bir üst mahkeme bunu bozuyor. Özellikle bedeni hasarların dünyadaki örnekleriyle hesaplanmasına bile izin verilmiyor. Ama hiçbir aktüeryal hesaplama bilgisi olmayan bilirkişilere hesaplattırarak bu kişilerin nemalanması engellenmedikçe sıkıntı devam edecek. Bunlar tüketicilere gitse gam yemem.
Geçenlerde çok eski bir arkadaşım aradı. Oğlunun kaza yaptığını ve platin takıldığını ve iş göremez uzvu oluştuğunu ama şirketin bunu tazmin etmediğini söyledi. Bana bilgilerini verdi ben de sigorta şirketine ilettim. Şirket döndü bana “Can bey böyle bir dosya açılmamış” dedi. Sonra arkadaşıma geri döndüm, “dostum dosyan yok ki senin” dedim. “Dur avukatıma sorayım geri döneyim” dedi. Sonuç… Yılsonuna 5 ay daha olmasına rağmen avukat; “Yılbaşına kadar dosyayı bekletiyorum. Asgari ücret artışı olacak ondan yararlanalım” demiş. Durum böyle işte…
Bunun yanı sıra pandemi ve sonrasında trafik sigortalarındaki primlere gerçek enflasyon oranı üzerinden artışa izin verilmediği bir dönem yaşadık. Ve akabinde faizler düşürüldü, sektör topladığı primleri gerçek getiri üzerinden nemalandıramadığı için sermayelerinden yiyerek trafik sigortalarındaki bu tazminatları ödedi. Ve sonunda bu kadar olumsuz koşul bir arada olunca trafik sigortası kesmemek için ayak sürümeye başladı. Durum böyle olunca bundan en çok acenteler zarar gördü ve zorunlu olan bir sigortayı yapmak da güçleşti. Zor günler yaşanmaya başlandı. Allah’tan bir iki şirket kesmeye devam etti. Bu arada da arz sorunu eskisi gibi büyük problem oluşturmadı. Ama sıkıntıların devam ettiğini biliyoruz.
Bir önceki SEDDK yönetimi bir platform oluşturarak bu arz probleminin son bulacağını düşündü ve hazırlığa başladı. Yeni SEDDK yönetimi ise göreve gelir gelmez şirket yöneticileri ile yaptığı toplantıda bu platformun rafa kaldırıldığı iddiaları var. Sonrasında ne olduysa oldu “Sigorta aracıları teklif platformu” devreye girdi.
“Platform” sözcük anlamı ile yüksek yer demek. Ama sektör kamuoyundan gelen geri bildirimlere bakıldığında bu iş yükseğe çıkacağına dibe çakıldı denilebilir… SEDDK Başkan ve yöneticilerinin iyi niyetlerinden bu sorunu çözmek konusunda samimi olarak çaba sarf ettiklerinden en ufak şüphem yok. Ama bunu yaptıktan sonra hızlıca değişimlere ve yeni kararlar almaya da ihtiyaç var. Bu net görülüyor.
Ortalık tekrar birbirine girdi… Özellikle sosyal medyada paylaşımlara göz attığımda…. Bu platformun hiçbir şeye çare olmayacağını yazmışlar.
Yorumlar böyle. “Dağ fare doğurdu, yine fıstığı yeşile boyadık” yorumlarını da eklemek isterim. Sigorta şirketleri ve acenteler bunu istemiyor… Peki kim istiyor? Ve bu gelişmeden kim memnun? Birisi bunu anlatmalı bizlere… Gerçekten memnun biri varsa bana ulaşsın memnun olduğu konuları bizlerle paylaşsın isterim.
En yetkili kişilere ulaştım. Biri bizlere bu konuyu anlatsın lütfen dedim. SİGORTA EKRANI’nda bir yayın yapalım. Süre kısıtlaması olmadan. SEDDK’dan bir yetkili bize bu uygulamadan nasıl bir sonuç beklediklerini anlatsın. Türkiye Sigorta Birliği‘nden bir yetkili katılsın bize sigorta şirketlerinin bunu neden istemediğini veya nasıl olsaydı soruna çare olurdu onu anlatsın. Sigorta acentelerini temsilen bir yetkili çıksın bize sigorta acentelerinin bu platformdan bir sonuç alamadığını ve acentelerin iş yükünü arttığını anlatsın. Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi üst yöneticisi platformdaki teknik sıkıntılar varsa gelen sorulara cevap versin. Yine kafayı gömdük işlerin kendi kendine düzelmesini bekliyoruz. Her zaman Kervan Yolda Düzülmüyor… Ne yazık ki!
Bir acente dostum aradı beni; “Can bey SEDDK poliçe kesmekten geri duran sigorta şirketlerini yakalamak için bizi çamura attı. Sorun böyle düzelmez ki. Daha önce kesmeyenleri yakaladılar da ne oldu. Ceza kesildiyse de sigorta şirketleri cezaya razı. Çünkü sigorta şirketi trafik sigortası düzenlese gelecek cezadan daha çok zarar edecek. SEDDK hafiye gibi sigorta şirketlerinin peşine düşeceğine, poliçe kesmek istememelerinin sebeplerini ortadan kaldırmaya çalışsa daha iyi olur” dedi. Haksız sayılmaz. Tüketiciye yardımcı oluyorum diyerek sigorta şirketlerinden nemalananların önüne geçilmediği sürece bu sorun biteceğe benzemiyor.
Buradan tüm yöneticilere çağrımdır. Gelin Sigorta Ekranı’nda bunu masaya yatıralım bir çıkış yolu bulalım. Kalın sağlıcakla…