Türkiye Sigorta Birliği (TSB), 6 Şubat depremlerinin 1. yıl dönümünde deprem bölgesini ziyaret ederek temaslarda bulundu.
TSB Başkanı Uğur Gülen, Başkan Yardımcısı Ahmet Yaşar, Yönetim Kurulu Üyesi Yavuz Ölken’in yanı sıra TSB Hayat Dışı Yönetim Komitesi Üyeleri Neslihan Neciboğlu ile Z. Mehmet Tuğtan ve TSB Genel Sekreteri Özgür Obalı’dan oluşan heyet, 5 Şubat’ta Osmaniye ve Antakya’yı, 6 Şubat’ta ise Adana’yı ziyaret etti.
5 Şubat’ta Osmaniye’de, acenteleri ziyaret eden TSB heyeti, Hatay’da da Antakya Ticaret ve Sanayi Odası’nın organize ettiği panelde bölge acenteleriyle bir araya geldi. Depremin ardından gelinen aşamanın değerlendirildiği, acentelerin soru ve sorunlarının ele alındığı toplantılar, 6 Şubat’ta Adana Ticaret Odası ve TOBB SAİK tarafından organize edilen buluşmayla devam etti. TSB heyeti, sigorta sektörünün kapasitesinin daha fazla hasarı ödeyebilecek, millî ekonominin üzerinden daha çok yük alabilecek noktada olduğunun altını çizerek bunun için sigortalı sayısının artması gerektiğini vurguladı.
TSB Başkanı Uğur Gülen, Türkiye Sigorta Birliği’nin vatandaşlar, sanayiciler ve bölgede faaliyet gösteren sigortacılar başta olmak üzere tüm afetzedelerin yanında olmak için bir yıldır aralıksız çalıştığını aktararak bölgede geçen seneden bu yana önemli bir değişim görüldüğünü ve bunun Türk halkının yılmaz karakterinin yansıması olduğunu söyledi. Deprem bölgesi gibi sigorta sektörünün de aynı azmi yılmadan sergilediğini dile getiren Gülen “Afet bölgesine öncelikle ‘unutturmamak’ için geldik” dedi.
Gülen, konuşmasında Avrupa’daki birçok ülkenin yüzölçümünden daha büyük bir bölgenin depremde hasar gördüğünü hatırlatarak “Söz konusu 11 ilin, millî gelirdeki payı yüzde 9,3. Milyonlarca vatandaşın etkilendiği depremde, sigorta sektörü bölgeye 1,8 trilyon TL’lik teminat sağladı. 10 binlerce hasar dosyası işlendi. Türkiye sigorta sektörünün, DASK hariç üsteleneceği 75 milyar 116 milyon TL’lik tazminatın 50 milyar TL’si ödendi. DASK’ın üstlendiği 35 milyar TL’yi de dâhil edersek sigorta sektörümüz bölgede toplam 110 milyar TL’lik hasarı karşılamış durumda” diye konuştu.
103 milyar dolarlık toplam ekonomik zarar düşünüldüğünde sigorta sektörünün bu hasarın yalnızca yüzde 5’ini karşıladığını söyleyen Gülen, “Sigortalanma bu nedenle çok önemli. Sektörün ödeyebileceği hasar yüzde 25’lere kadar yükselebilir. Türkiye gibi deprem kuşağındaki bir ülkenin sigortalanma bilincini yükseltmek için hiçbir zaman geç değil. Yarınlara hazırlıklı, afetlere dayanıklı bir toplum olmak için çalışmaya devam etmeliyiz” ifadelerini kullandı.
Gülen, başta Millî Reasürans ve Türk Reasürans şirketleri olmak üzere deprem sürecinde sigorta şirketlerinin arkasında duran reasürörlerin, bu yıl da Türkiye’ye koruma sağlamak için kapasite artırımına gittiğini aktararak “Bundan sonra topyekûn bir çaba gerekiyor. O nedenle yalnızca sigorta şirketlerinin değil, kamunun, Hazine ve Maliye Bakanlığımızın hep birlikte yürüttüğü bir süreçteyiz. Bu bağlamda Kentsel Dönüşüm ofislerinin kurulması gelecek için doğru adımlardır. Bizim kamudan isteyebileceğimiz ise afet sigortalarının zorunlu hâle getirilmesidir. 2024 sonunda her konutun, iş yerinin bu sigortaya sahip olması için belki biraz da zorlayıcıyı adımlar atmalı, sonrasında da alışkanlık hâline getirilmesi için hep birlikte uygulamalar planlamalıyız” dedi.
TSB Başkan Yardımcısı Ahmet Yaşar, TSB, üye şirketler, acenteler, eksperler ve sigortacılığın tüm paydaşlarının zararları hızla tespit etmek ve ödemek konusunda dünyaya örnek olduğunu dile getirerek yurt dışındaki meslektaşlarının kendilerine nasıl bu kadar hızlı hasar ödemesi yapıldığını sorduğunu söyledi. Sürece derhal uyum sağlayarak hasar ödemelerinin gerçekleştirilmesinin sektörün asli görevi olduğunun altını çizen Yaşar, “Bunu başardık. Tabii bir de sosyal sorumluluğumuz vardı. İstisnasız bütün sigorta şirketlerimiz çok ciddi rakamlarda hem yardım faaliyetlerini, sosyal sorumluklarını yerine getirdiler hem de bölgede önemli hizmetler ve yatırımlar yaptılar” şeklinde konuştu.
Geçen yıl dünyada gerçekleşen 380 milyar dolarlık hasarın 103 milyar doları Türkiye’deki 6 Şubat depremleriyle oluştuğuna dikkat çeken Yaşar, “Dünyadaki toplam hasarın 118 milyar doları sigortalıydı. Türkiye’de ise 103 milyar dolarlık hasarın yalnızca 5 milyar doları sigortalıydı. Farkındalığı ve buna bağlı olarak sigortalanma oranlarını artırarak çok daha iyi sonuçlar almamamız mümkün. Depremden biz de kendimize dersler çıkardık; sektörün ve sigortalanmanın önemini daha iyi anlatmalıyız. Eğer sigortalanma oranımız arzu edilen boyutlarda olsaydı millî bütçemize yansıyan 1,8 trilyon TL’yi sektör olarak karşılayabilirdik” dedi.
Konutların yalnızca yüzde 50’sinin DASK poliçesine sahip olduğu bir ortamda depremin DASK’ın önemini bir kez daha oraya koyduğunu söyleyen TSB Yönetim Kurulu Üyesi Yavuz Ölken, “İhtiyari konut sigortalarında bu oran yaklaşık yüzde 30-35’lerde, ülkemizdeki 4 milyon KOBİ’nin yaklaşık 1,5 milyonu sigortalı. Sanayide ise bu oran yüzde 90’ların üzerinde. Depremden hemen sonra sigorta satışları arttı; ancak 3 ay sonra unutuldu. Bu süre daha küçük ölçekli afetlerde 1 aydır. Biz sigortalanmanın ne kadar önemli olduğunu anlatmaya devam edeceğiz ama konuya daha bütünleşik yaklaşmak önemli. Sigorta konusu okul müfredatlarına girmiş değil. DASK’ın bile yüzde 60’larda kalması, gidecek çok yolumuz olduğunu gösteriyor” diye konuştu.
TSB Hayat Dışı Yönetim Komitesi Üyesi ve Neova Katılım Sigorta Genel Müdürü Neslihan Neciboğlu, sigorta sektörünün beklenen Marmara Depremi’ne ve olası afetlere hazır olduğunun altını çizerek kapasite artırımına ve maliyetlere sektör olarak göğüs germelerinin en büyük motivasyonunun da bu olduğunu söyledi. SEDDK ile birlikte sigorta farkındalığının artırılması için sürekli çalıştıklarını belirten Neciboğlu, “DASK, Konut, İhtiyari sigortaların birleşmesi, TSB’nin çalışmalarına başladığı poliçelerin sadeleşmesi gibi adımların bir seferberlik ruhuyla ele alındığını ifade etti. Deprem sigortalarındaki metrekare maliyetlerin belli bir miktara yükseltilmesi değerli” açıklamalarında bulundu.
Deprem sonrasında en fazla sıkıntıya eksik sigortanın neden olduğunu hatırlatan TSB Hayat Dışı Yönetim Komitesi Üyesi ve Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mehmet Tuğtan, “6 Şubat’tan sonra sigorta sektörünün ortak gayede buluşup hasar ödemelerini hızla yapabilmesi, sanayinin ayağa kalkabilmesindeki en önemli faktörlerdendi. Öte yandan daha düşük prim tutarları ödemek için kendi varlıklarını daha düşük tutarlarda gösteren işletmelerin sıkıntılarını yaşadık. Bütün bu sorunları, mağduriyetleri unutmayıp doğru bedellerle doğru sigortalanarak ilerlemenin ne denli kritik değerde olduğunu bir kez daha gördük. Bunu unutturmamız ve olası bir Marmara Depremi’nde aynı şeyleri yaşamamak için tasarımı bugünden doğru yapmamız gerekir. Doğal afet sigortasının zorunlu afet sigortasına dönüştürülmesi çalışmasının yanı sıra 12. Kalkınma Planı ve Orta Vadeli Plan’a afetin öncesinde ve sonrasında yönetilmesi gereken konularının eklenmesi önemli hazırlıklar” dedi.
6 Şubat depremlerinin ardından sigorta şirketleri 13,3 milyar TL nakdi yardım, 5,6 milyon TL değerinde konteyner, 92 tır, 9 ambulans, 10,4 milyon TL değerinde yardım gereçleri, 5,4 milyon TL değerinde hijyen malzemesi, 400 bin adet kıyafet, 4 sahra mutfağı, 300 bin gıda yardımı, TEV ile ortaklaşa 100 üniversite öğrencisine 4 yıllık burs imkânı sağladı. Sigorta sektörü deprem felaketinin ardından bölgenin eski günlerine dönebilmesi için desteklerine aralıksız olarak devam ediyor.