Kahramanmaraş depremlerinin birinci yılında Sigorta Ekranı‘nda Can Kantar‘ın konuğu olan Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) Koordinatörü Erdal Turgut, önemli açıklamalarda bulundu. Geçen süreçte büyük dersler çıkarıldığını ve devletin tüm imkanlarıyla konunun üzerinde olduğunu söyleyen Turgut,”Yaraların çoğu sarıldı ancak gelecek afetlere hazırlıklı olmak için elimizden geleni yapmalıyız” dedi.
Ticari kaygılardan veya başka sebeplerden dolayı birçok kişinin sigorta değil de bir makbuz olarak gördüğü DASK’ın algısını değiştireceklerini açıklayan Turgut, “Örneğin olduğundan çok daha küçük metrajlara kesilen poliçeler vardı. Maalesef bu nedenle alması gereken ödemenin üçte birini, dörtte birini almak zorunda kalan vatandaşlarımız oldu. Biz bunları elimizden geldiği kadar telafi etmeye çalıştık. Bundan dolayı çok büyük tedbirler aldık. Önümüzdeki haftadan itibaren 2014 ve sonrası konutlarda tapu bilgileri otomatik olarak poliçe kesenin önüne gelecek. Bu 15 gün boyunca kontrol amaçlı olacak ve sonra da artık değiştirilemez şekilde işlemeye başlayacak”
Bölgede hasar ödeme aşamasında çok büyük zorluklarla karşılaştıklarını dile getiren Turgut, “Vatandaşlarımızın çok büyük mağduriyetlerine tanık olduk ve çok üzüldük. Bunların önüne geçmek için tedbirler aldık. Bütün acentelerimizle, sigorta şirketlerimizle ve vatandaşlarımızla temas kurarak ellerindeki poliçelerin gerçekten ihtiyaçları olan, onların yarın bir gün hasarlarını ödeyebilecek nitelikte teminatlar içeren poliçeler olmasını sağlamaya çalışıyoruz. Ticari kaygılardan veya başka sebeplerden dolayı birçok vatandaşımız tarafından sigorta değil de bir makbuz olarak görülen DASK’ın bundan sonra algısını değiştireceğiz. Örneğin olduğundan çok daha küçük metrajlara kesilen poliçeler vardı. Maalesef bu nedenle alması gereken ödemenin üçte birini, dörtte birini almak zorunda kalan vatandaşlarımız oldu. Biz bunları elimizden geldiği kadar telafi etmeye çalıştık. Bundan dolayı çok büyük tedbirler aldık. Önümüzdeki haftadan itibaren 2014 ve sonrası konutlarda tapu bilgileri otomatik olarak poliçe kesenin önüne gelecek. Bu 15 gün boyunca kontrol amaçlı olacak ve sonra da artık değiştirilemez şekilde işlemeye başlayacak” açıklamasını yaptı.
Binaların ortak alanları ile ilgili de yaşanan sorunları çözmek için düğmeye bastıklarını açıklayan Turgut, bunun için de önemli adımlar atacaklarını kaydetti. Turgut şöyle devam etti: “Ortak alanlarda bina komple sigortalı olmadığı için problem oluyor. Örneğin ortak alanda 20 bin liralık hasar var. Sizin poliçeniz varsa 2 bin lira ödüyoruz ama 20 bine 2 bin lira bu işin onda biri kalıyor. Diğerleri hiç yaptrmamış zaten konu sigortasız bir duruma düşüyor. Buradaki paralarda herhangi bir şekilde konutun tamirine gitmiyor zaten. Bunun en büyük sebebi de o binanın, konutun tamamen sigortalı olmamasından kaynaklı. Bu yönde bir çalışmamız var. Bina envanteri tam olarak Türkiye’de çıkmış değil. Bazı bölgelerimizde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı çok ciddi şekilde çalışmaları var. Binalar bir envantere bağlanıyor. Sorumluluk tamamen yönetimlere bırakıldığında komple bir poliçe kesilebilecek. Bunun üzerinde çalışmalarımız var. Uzun vadeli poliçe çalışmalarımız var. DASK’ı abonelik sistemine döndürmeye çalışıyoruz. Televizyon platformları gibi… Her seferinde yenilemeye gerek olmayacak. Enflasyon artışında kendi teminatını yükselten otomatiğe bağlanmış poliçe de düşünüyoruz. Bununla ilgili kafamızda çok fikir ve yenilik var. Devlet desteği istiyoruz mesela. Aynı BES’teki gibi teşvik unsuru olacaktır.”
Deprem felaketinin boyutu nedeniyle hasarları karşılamanın güç olduğunu ifade eden Turgut, “Biz burada parametrik bir ödeme metodu uyguladık. Çevre ve Şehircilik Bakanlığın’dan konunun uzmanları hemen bölgeye inerek hızlıca tespitlerde bulundular. Biz de DASK olarak tespitlerden faydalanarak vatandaşımızı bir an önce tazmminatlarına kavuşturmak için tedbirler aldık. Ödeme sistemimizi değiştirerek hafif hasarlarda yüzde 15, orta hasarlarda yüzde 50 ağır hasarlarda yüzde 100 ödeme yaptık. Ağır hasarlarla yıkılmış binalarda sigortalımızın ihbarını bile beklemeden onların adına dosya açtık ve hemen paralarını yatırdık. Eksperlerimiz çok zorlu şartlarda çalıştılar. Normal şartlarda yüzde olarak ödediğimiz hasar dosyalarının itirazlarına gittiler. Doğruluğunu kontrol ettiler. Bu sayede çok hızlıca ödeme yapabildik” dedi.
Depreme hazırlıklı olmak adına teknolojik, bölgesel, insan kaynağı gibi her anlamda yoğun bir çalışma içerisinde olduklarını aktaran Turgut, “Düzce depreminden bir gün önce Maliye Bakanımızla Ankara Olağanüstü Yönetim Merkezi’ni açmıştık. Hemen o ara bir teknolojik mobil bir tır yapmıştık. İçinde 7 tane personelinin çalışıp cevap verebildiği bilgi sistemlerimizi Ankara’ya taşımıştık. Olağanüstü bir durumda depremin yaşandığı yerde olmaması gerektiğini düşünüyorduk. Bunların hepsini en iyi şekilde hazırlıyoruz. Çünkü bizim beklediğimiz deprem İstanbul bölgesinde daha büyük bir karmaşa yaratacak. Çok büyük bir tedbir gerektiriyor. Bu anlamda biz bölgeye inerek konteyner ofisler kurduk. Bunların da çok faydasını gördük. Bir çok vatandaşımız bize doğrudan ulaştı. Artık bir iş yapış şekli haline getirilmesini düşünerek Türkiye çapında 10 ilden başlayarak bölge ofisleri kuruyoruz. Dolayısıyla depremde yaşadığımız en ufak bir sorundan bile ders çıkararak bunun nasıl iyileştirilebileceği konusunda ciddi çalışmalar yapıyoruz. Marmara Bölgesi ve İstanbul’da kentsel dönüşüme çok ağırlık verildi. Buralarda çok yoğun bir deprem farkındalığı var. Bizde bu anlamda tüm vatandaşlarımıza ulaşıp onları sigortalı yapabilmek için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Depremden sonraki hayatın devamı için sigorta şart. DASK ‘ta bu anlamda yaptırabilecekleri en temel sigorta” diye konuştu.
Sigorta mantığında tüm hasarın şirketler, kurumlar ve kuruluşlar üzerinde kalamayacağını söyleyen Turgut, sigortanın imece usulü gibi olduğunu belirtti. DASK olarak ülkenin tüm risklerini uluslararası sigorta şirketleriyle paylaştıklarını ifade eden Turgut, “Kahramanmaraş depreminde ödeme kapasitemiz 117 milyardı. Bunun belli bir kısmı kendi cebimizdeki oaradan ve fonlarımızdan oluşurken asıl büyük paydası uluslararası şirketlere yaptığımız devirlerden kaynaklanıyor. 35 milyar TL civarında bir hasar ödedik. Bunun çok büyük bir miktarını yurt dışı reasürörlerden tahsil ettik. Olası bir İstanbul depremindeki hazırlığımız yaklaşık 280 milyar TL. Bu tutarı iki kere ödeyecek kadar DASK’ın bir kapasitesi var. Bu anlamda sigortalılarımızın hiçbir endişesi olmasın. İstanbul’Türkiye sathına birçok başka bölgeye yayılma çabamız var. Ankara’da yedek kurumları kuruyoruz” dedi.
DASK’ta yasal düzenlemede bir aksaklık olduğuna dikkat çeken Turgut, şöyle devam etti: “Aslında zorunlu tanımlanmış bir poliçe ama yaptırımı olmadığı için herhangi bir şekilde cezai müeyyidesi yok. Bizim özellikle bunu teşvik etmek üzere çalışmalarımız var. Çok yakın zamanda aplikasyonumuz hayata geçiyor. Dolayısıyla bu sigortayı yaptırmak isteyip üşenen ya da önemsemeyen kişiler bile kolaylıkla bu poliçelere ulaşabilecekler. DASK’ın normal şartlarda daha katı kurallara bağlı kalması gerekiyor ama burada önemli olan sigorta bilincinin artması ve buna sigorta olarak bakılıp yaptırılması. DASK baz bir poliçe. Bunun üzerine ihtiyari sigortaların muhakkak yapılması lazım. Nasıl arabalarımız çok önemliyse konutlarımız da çok önemli. Afetler önlenemez ama alabileceğiniz en önemli tedbir sigorta.”
Normal şartlarda oyunun kuralı bu. Başladıktan sonra değiştiriliyor demek olur onlar için. Bu öyle olursa sadece DASK’ın konusu olarak kalmayacaktır. Sektörün bir problemi haline gelecektir. Biz burda çok ciddi bir şekilde mevzuat riski görücektir reasörler…Dolayısıyla bir sonrakinde bu mevzuat riskini de fiyatlandıracaklardır. Ya da Türkiye’ye hiç gelmeyeceklerdir.Ya da bundan sonra maruz kaldıkları zararları da bzizim poliiçelerimize ya da sigorta fiyatlarına yansıtacaklardır. Bizim herhangi bir şekilde bu bedeli ödediğimiz durumlarda Türkiye Sigorta sektörünün ya da reasürans sektörünün bu maliyete katlanmama ihtimali sıfır nerdeyse. Çükü bugüne kadar uygulamada olmayan birşey onların cebinden çıkan bir para haline gelicek.
2024 ten sonra geçerli olacak şekilde metrekare teminatlarımız 6 bin liraya çıktı. Bu DASK’ın zorunlu olan teminatının bedeli. Bunun üzerine eivnizin metrekaresi 15 bin liraysa üzerine ihtiyari sigorta şirketlerinden alabiliyorsunuz. SEDDK yaptığı son düzenlemeyle de 12 bin liraya çıkarttı minimumda deprem teminatını. Bu değişikliğin en önemli destekleyicisi enflasyon koruması. Bu güne kadar bu sorunlar hiç konuşulmuyordu. çünkü uzun yıllar enflasyon bir sorun olmaktan çıkmıştı. Malesef ki tekrar hatırladık.enflasyonun bu kadar hızlı yükselmesi bütün sektörlerde olduğu gibi burda da ciddi arttırımlara neden oldu. Bunun önüne geçmek için biz bu yeni uygulamada SEDDK 6 bin lirayla başlayan 1 Ocak 2024 ‘ten sonraki poliçelerde her ay enflasyon oranında bir artışı otomatiğe bağladı. Yani eğer 1 Ocak’tan sonra poliçe yaptırdıysanız sizin poliçeniz ocak ayı içnde 6 bin liradan kesilicek. Ama ondan sonra 1 yıl boyunca her ay ne kadar enflasyon arttoyorsaa sizin teminatınız artacak. 6 ay sonra bir deprem olduğunda sizin eviniziin teminat bedeli o günkü enflasyon farkı ilave edilerek ödeneceek. yüzde 50 enflasyon olsa o günee kadar 6 bin lirayı 9 bin lira olarak ödyeceğiz. BU döneem içinde de herhangi bir ekstra pirim almicağız. Bbilirttiğim tarihten öncekik poliçeler için ise son bir defa vatandaşlarımızın bir zeyilname yaptırmalarrı gerekiyor. Bu zeyilnameyle 3 bin lira teminatlı olan poliçelerini 6 bin liraya çıkaracaklar. Enflasyon korumaası da alacaklar. Bu zeyilnamelerin yapılması çok önemli. Vatandaşlarımız bu sene geçen seneleriin aksine çok kitibar ettiler zeyil konusuna. Milyona varan bir zeyilname yapptırdık biir ay içiinde. Dolayısıyla bu çok hızlı gidiyor.
Sigorta Ekranı: