Gittikçe büyüyen ve kurumsallaşan ‘oto ekspertiz’ sektöründe doğru bilinen birçok yanlış dikkat çekiyor. 20 yıl öncesine kadar bir araç satın alırken karoserdeki boya ve değişen tespiti, sanayideki ustaların gözle kontrolüyle gerçekleştirilirken, bugün kurumsal ekspertiz firmalarının pazara dahil olmasıyla birlikte daha kesin bilgi elde edilebilir hale geldi. Ancak özellikle servis-satış sonrası hizmetleri bilgi birikimi ve tecrübesi olmayan birçok oto ekspertiz şirketinin, hasar sonrası araçlarda yapılan işlemin nedenine ve niteliğine bakılmaksızın tespitler yaptığı dikkat çekiyor. Bu kapsamda sektörün önde gelen firmalarından RS Oto Ekspertiz tüketicileri sektörde doğru bilinen yanlışlara karşı uyarıyor.
Her yıl ortalama 4 milyon aracın boyandığına ve araç parkı yaş ortalamasının 15’e dayandığına dikkat çeken RS Otomotiv Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ünal Ünaldı, “Bir araç hasar sonrası boyasız düzeltme ile onarıldıysa veya kurtarılamayacak düzeydeyse ve boyanmışsa, bu aracın değerini düşürecek bir durum değildir. Ekspertiz şirketlerinin sök-tak olarak tespit ettiği parçalar nedeniyle değer düşüklüğünden bahsedilmemeli. Tüm bu sorunların sebebi, ekspertiz yapan şirketlerin birçoğunun niçin parçanın sökülüp geri takıldığını bilmemesinden kaynaklıdır. Karoserdeki bu parçalara ekstra dikkat eden oto ekspertiz sektöründe çok daha önemli olan şasiye ise bilimsel yöntemlerle bakılmıyor. Gözle, elle şasi kontrolü yapılıyor. Elektronik şasi kontrolünü bu yüzden gerçekleştiriyoruz ve önemsiyoruz. Bir aracın ağır kaza yapıp yapmadığını anlamanın tek yolu bu” açıklamasında bulundu.
Yılda 4 milyon aracın boyandığını hatırlatan Ünaldı, şunları söyledi: “Ortalama araç parkı yaşımız 15’e dayandı. Böyle bir araç parkında tüketiciler de ekspertiz firmaları da boyalı parça sayısından çok, boya işleminin niteliğine ve kaporta onarımının, aracın orijinaliyle uyum sağlamasına dikkat etmeli. TSE belgeli servislerde, fabrika boya kalitesine maksimum sadık kalınarak, uzman eğitimli teknisyenler tarafından uygulanan profesyonel boya işlemi, aracın değerini korur. Bir parçanın sökülüp takılması, büyük bir hasar alındığı anlamına gelmemeli. Veya aracın direğinde dolu hasarı nedeniyle boya yapılmış; halbuki mukavemet kaybı yok. Bu aracın büyük bir kazaya karıştığı yorumu yapılıyor. Parça sökülmeden düzeltilmesi ve boyanması mümkün değilse ve orijinale sadık biçimde, standartlar çerçevesinde işlem yapılmışsa aracın değerinin düştüğünden söz edilemez. Asıl değer düşüklüğünü ortaya çıkaracak şey ağır hasar geçmişi, bunu anlamanın en iyi yolu ise şasi kontrolü. Halen sektörde şasi kontrolü gözle, elle yapılıyor. Bu yöntemle şasideki milimetrik oynamaları nasıl anlayacaksınız? Sadece tamponu boyalı, ancak ağır hasar geçmişi olan araçlarla dahi karşılaşıyoruz ki tampon boyasına da maalesef bakılmıyor. Elektronik şasi kontrolünü can ve mal güvenliğimiz açısından önemsiyoruz ve her ekspertiz işleminde, her aracın şasisini elektronik olarak kontrol ediyoruz.”