Allianz Commercial tarafından gerçekleştirilen yıllık küresel iş dünyası riskleri araştırması Allianz Risk Barometresi‘nin 13’üncüsü yayımlandı. İş dünyasının en büyük riski, dünyada siber olaylar olurken Türkiye’de iklim değişikliği ilk kez birinci sıraya yükseldi. 92 ülkeden, risk yönetimi yapan 3 binden fazla uzmanın görüşleriyle hazırlanan Allianz Risk Barometresi’ne göre, 2024 yılında küresel çapta şirketler için en büyük risk, fidye yazılım saldırıları, veri ihlalleri ve BT kesintileri gibi siber olaylar oldu. Oyların yüzde 36’sını alan siber olayların ardından ikinci sırada, yüzde 31 ile iş kesintisi geldi.
Türkiye’de ise iklim değişikliği ilk kez en önemli risk olarak gösterildi. Geçtiğimiz yıl en önemli ikinci risk olarak değerlendirilen iklim değişikliği bu yıl yüzde 33’le ilk sıraya yükselerek makroekonomik gelişmeler ile birlikte birinciliği paylaştı. Yüzde 30 ile risk sıralamasında üç basamak birden yükselen mevzuat ve yönetmeliklerdeki değişiklikler, doğal afetler ve siyasi risk ve şiddet ile birlikte aynı seviyede yer alarak en önemli riskler arasında gösterildi. Siber olaylar, pandemi ve çevresel riskler ilk kez listeye girdi. Siber olaylar yüzde 26 ile altıncı sıradan sıralamaya girerken iş kesintisi yedinci, enerji krizi sekizinci sırada yer aldı. Pandemi dokuzuncu, çevresel riskler ise onuncu en önemli risk olarak değerlendirildi.
Doğal afetler, yangın ve infilak ile siyasi riskler ve şiddet, barometrede en fazla artış gösteren riskler oldu. Üç basamak birden yükselen doğal afetler yüzde 26 ile altıncı sıradan üçüncü sıraya çıkarken mevzuat ve yönetmeliklerdeki değişiklikler yüzde 19 ile dördüncü, makroekonomik gelişmeler yüzde 19 ile beşinci sırada yer aldı. Yangın ve infilak dokuzuncu sıradan altıncı sıraya, siyasi riskler ve şiddet ise onuncu sıradan sekizinci sıraya yükselirken iklim değişikliği yedinci sıradaki yerini korudu.
Dünya genelinde siber olayların, son üç yıldır en önemli risk olarak görüldüğünü belirten Allianz Türkiye CEO’su Tolga Gürkan, “Araştırmaya katılan iş dünyası için en endişe verici siber tehdit ise veri ihlali. Türkiye’ye baktığımızda ise risk barometresinde iklim değişikliğinin birinci sıraya yükselmesi, iş dünyasında küresel ısınmanın fiziksel, operasyonel ve finansal risklerine karşı farkındalığın arttığına işaret ediyor. İklim değişikliğine bağlı artan aşırı hava olaylarının şirket varlıklarına verdiği fiziksel zararların yanı sıra, net sıfıra geçiş sürecinde iş modellerini dönüştüren şirketlerin karşı karşıya kalabileceği riskler bunların başında geliyor. AB Yeşil Mutabakat kararları ve Türkiye’nin net sıfır sürecinde verdiği taahhütler sebebiyle sürdürülebilirlik yolculuğuna hız vermeye odaklanan iş dünyası için, bu süreçte karşı karşıya kalabileceği riskler en önemli gündem maddesini oluşturuyor”dedi.
İklim krizine karşı sürdürülebilir çözümler üretmek için her zamankinden daha fazla iş birliğine ihtiyaç olduğunu vurgulayan Gürkan, “Sigorta sektörü olarak işimiz gereği, bu riskleri tespit etmek ve önleyici çözümler sunmak üzere sürdürülebilirlik alanında da önemli çalışmalar yapıyoruz. Finansal bir kuruluş olarak ekosistemin dönüşümüne katkı sağlama hedefimiz doğrultusunda, şirketlere sürdürülebilirlik yolculuklarına destek olmayı amaçlayan hizmetler sunuyoruz. Allianz Teknik Deprem ve Yangın Test & Eğitim Merkezi’ndeki Çevre ve İklim Değişikliği Hizmetleri departmanımızla 2022’den beri işletmelere çevre ve iklim değişikliği hizmetleri veriyoruz. Ülkemizde faaliyet gösteren firmaların karbon ayak izlerinin hesaplanması, raporlanması gibi ESG süreçlerine destek oluyoruz” diye konuştu.
Allianz Risk Barometresi’ne https://www.agcs.allianz.com/news-and-insights/reports/allianz-risk-barometer.html linkinden ulaşılabilir.