17 Ağustos Marmara Depremi’nin üzerinden 24 yıl geçti. Türkiye’nin o günden bu yana yaşadığı deprem felaketleri sonrasında ortaya çıkan tablo, ülkenin konuya ilişkin bilinç düzeyinin halen istenilen seviyeye ulaşmadığını gösteriyor.
Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), depreme ve depremin doğrudan neden olduğu yangın, infilak, yer kayması ve tsunami gibi afetlere karşı konutları güvence altına alırken hem kurum hem de sigorta şirketleri, Zorunlu Deprem Sigortası uygulamasının başladığı 27 Eylül 2000’den itibaren toplumda sigorta bilincini artırmak için çalışmalarını sürdürüyor.
Ancak 6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Türkiye’de zorunlu deprem sigortasına sahip konut oranlarının düşüklüğü dikkat çekti.
Bugün itibarıyla ülke genelinde bulunan 20 milyon 32 bin adet konutun yüzde 58,7’sine denk gelen 11 milyon 756 bin 617’sinin sigortası bulunurken sigorta yaptırılmayan konut sayısı 8 milyon 275 bin 383. Öte yandan Kahramanmaraş merkezli depremlerin gerçekleştiği tarihte 10 milyon 960 bin 389 olan deprem sigortalı konut sayısı aradan geçen 6 ayı aşkın sürede yaklaşık 800 bin arttı.
16 milyonluk nüfusuyla Türkiye’nin en kalabalık şehri ve ekonominin lokomotifi olan İstanbul’da her 3 konuttan birinin deprem sigortası bulunmuyor. Uzmanların 7,5 ve üzerinde şiddete sahip bir depremin beklendiğini belirttiği kentte, 4 milyon 153 bin adet konuttan 1 milyon 433 bin 355 adedi (yüzde 34,5) sigortasız.
Şehirler bazında sigortalı konut oranı İstanbul’da yüzde 65,5, Ankara’da yüzde 57,9, İzmir’de ise yüzde 63,1’e yükselmiş durumda. Bölgelere bakıldığında ise sigortalılık oranının en yüksek olduğu bölgenin yüzde 67 ile Marmara Bölgesi olduğu görülüyor. Bunu yüzde 59,4 ile Ege Bölgesi, yüzde 57,8 ile Doğu Anadolu Bölgesi takip ediyor.
Konutların ise Akdeniz’de yüzde 54,1’i, İç Anadolu’da yüzde 53,9’u, Güneydoğu Anadolu’da yüzde 51’i, Karadeniz’de ise yüzde 48,4’ü sigortalı.
Türkiye’de zorunlu deprem sigortasına sahip konut oranının en yüksek olduğu il yüzde 91,9 oranla Bolu. Bunu yüzde 91,6 ile Düzce, yüzde 87,9 ile Yalova, yüzde 84,9 Tekirdağ, yüzde 84,3 ile Bingöl, yüzde 84,2 ile Sakarya, yüzde 83,3 ile Muğla ve yüzde 77,3 ile Van takip ediyor.
Zorunlu deprem sigortalılık oranının en düşük olduğu şehirler ise yüzde 28,4 ile Hakkari, yüzde 33,5 ile Gümüşhane ve yüzde 35 ile Bayburt.
DASK olarak, kuruluşlarından bu yana sistemleri ve yürüttükleri süreçleri daha ileriye taşımak için çalıştıklarını belirten DASK Teknik İşleticisi Türk Reasürans Genel Müdürü Selva Eren, sigorta farkındalığını artırıp vatandaşların deprem gerçeğine karşı bireysel önlemlerini almak üzere harekete geçmeleri için de çaba gösterdiklerini söyledi.
Eren, DASK’ın kuruluşundan bugüne geçen 24 yılda sigortalılık oranının yüzde 59’a ulaştığını aktararak “DASK olarak her zaman en temel hedefimiz, tüm konutları Zorunlu Deprem Sigortası güvencesi altına almak. Türk Reasürans olarak 8 Ağustos 2020’de DASK’ın teknik işletici görevini devraldık. Bu görevi üstlendiğimiz ilk günden bu yana, her zaman DASK’ı daha ileriye götürecek, kuruma değer ve fayda yaratacak çalışmalar yürüttük ve doğal afet anında ve sonrasında vatandaşlarımıza en kısa zaman içerisinde destek sunmaya başlamak ve iş sürekliliğini sağlamak her zaman birinci önceliğimiz oldu” dedi.
Çalışmalarının odağına her zaman deprem sonrası hazırlık planlarını koyarak hareket ettiklerinin altını çizen Eren, operasyonel anlamda daha etkin süreç yönetebilmek adına attıkları adımlara değinerek “DASK’ın teknolojik altyapısını yenileyerek ihbar sistemlerinin günün koşullarına cevap verebilecek hıza ulaşmasını sağladık. Bu sayede, eş zamanlı olarak sınırsız hasar ihbarı alabiliyor ve 24 saat içinde 96 bin adet hasar dosyası açabiliyoruz. Operasyonel çalışmaların yanında, finansal olarak daha güçlü bir yapı sağlamak amacıyla, DASK’ı devraldığımızda var olan 10,5 milyar TL’lik fon büyüklüğünü, 2,5 yılda 23,5 milyar TL seviyesine yükselttik. 25 milyar TL olan ödeme kapasitemizi 117 milyar TL seviyesine çıkardık. Sigortalılarımıza daha güçlü bir finansal güvence sunmak amacıyla 320 bin TL olan azami teminat tutarını 640 bin TL’ye yükselttik” açıklamalarında bulundu.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden 24 saat geçmeden ilk hasar ödemesini gerçekleştirdiklerini hatırlatan Eren, bugüne kadar bölgede gerçekleştirdikleri faaliyetlerle ilgili de bilgiler verdi. Sigortalılara daha hızlı ve yüz yüze hizmet sunmak amacıyla bölgedeki illere DASK konteyner ofislerin kurulduğunu aktaran Eren, “Bu süreçte öncelikli amacımız, bölgedeki tüm sigortalılarımıza en hızlı şekilde fayda sağlamak oldu. Ağustos 2023 itibarıyla tarafımıza bildirilen yaklaşık 590 bin adet hasar ihbarına karşılık, tazminat ödeme tutarımız toplam 32 milyar TL’yi aştı” diye konuştu.
Deprem ülkesi olan Türkiye’de DASK’ın stratejik öneme sahip olduğunun farkındalığıyla hareket ettiklerine dikkat çeken Eren, “DASK’a duyulan güveni artırmaya ve kurumu daha da ileriye taşıyacak çalışmalara hız kesmeden devam edeceğiz. DASK olarak Zorunlu Deprem Sigortası ile sigortalılara verilen teminat karşılığında alınan primlerle bir deprem teminat havuzu oluşturuyoruz. Bu havuzun devlet kaynaklarından tamamen bağımsız. Sigortalılarımızın ödediği primlerden ve ilave olarak uluslararası reasürörlerden temin edilen sigorta koruması ile oluşturduğumuz bu kaynak, yalnızca sigortalılarımızın evlerinde oluşacak deprem kaynaklı hasarların tazmini için kullanılmaktadır. Bugün itibarıyla biriken deprem fonlarımız 23 milyar TL seviyesinde. Bu kapasiteyle birçok depremde sigortalarımızın hasarlarını tazmin edecek finansal güce sahibiz” açıklamalarında bulundu.