AXA Grubu, 2023 yılı Zihin Sağlığı ve Esenlik Araştırması’nı yayınladı. Türkiye, ABD, Meksika, Filipinler ve Tayland’ı da kapsayan 16 ülkede 18-74 yaş arası 30 bin kişiyle gerçekleştirilen ve bireylerin zihin sağlığını etkileyen faktörlerin ortaya koyulduğu araştırma, bireyler, topluluklar ve karar alıcılar için zihin sağlığını iyileştirme önerileri de sunuyor.
Yaş ve cinsiyet faktörünün zihin sağlığı üzerindeki etkilerini yakından inceleyen araştırmaya göre, diğer toplumsal gruplara kıyasla zihin sağlığı açısından daha fazla risk altında olduğu görülen kadınlar cinsiyete dayalı önyargılardan, gençler ise teknoloji bağımlılığından olumsuz etkileniyor. İş yerinde zihin sağlığının desteklenmesinin esenliği ve verimliliği artırdığına dikkat çekilen araştırmada, son dönemde çalışma hayatının önemli gündem maddelerinden biri olan “çalışanları elde tutma” konusuna dair önerilere de yer veriliyor.
COVID-19 pandemisinin etkilerinin daha az hissedilmeye başlaması ve pandemiyle mücadelede alınan önlemlerin (sosyal mesafe, karantina) ortadan kalkmasının dünya genelinde bireylerin psikolojilerini olumlu yönde etkilediği belirtilen raporda, pandemi sonrasında oluşan zorlu ekonomik koşullar, Rusya-Ukrayna Savaşı ve iklim değişikliği gibi kriz unsurlarına rağmen COVID-19 tehlikesinin büyük ölçüde ortadan kalkmasının bu yılın sonuçlarına olumlu yansıdığı aktarılıyor.
Araştırma kapsamında katılımcılara iletilen kendinizi nasıl hissediyorsunuz sorusuna verilen cevaplarda kendisini iyi hissettiğini belirtenlerin oranı bu yıl ilk kez araştırmaya dahil edilen Tayland’da en yüksek iken, kendisini iyi hissetmeyen kişilerin oranı en yüksek İngiltere’de gözlemleniyor. Dünya genelinde, kendisini iyi hisseden kişilerin oranı yüzde 24, “idare ediyorum” diyen kişilerin oranı yüzde 35, isteksiz kişilerin oranı yüzde 28, bunaldığını söyleyenlerin oranı ise yüzde 13 olarak belirtiliyor.
2023 yılı Zihin Sağlığı ve Esenliği Araştırması’na göre, yaşları ve nerede yaşadıklarından bağımsız olarak iyi hisseden kadınların oranı, erkeklere göre yüzde 24 daha az. Kadınların karşılaştıkları cinsiyet temelli önyargılar, kadın oldukları için iş hayatında yetkinliklerinin sorgulanması, ev işlerinin adil paylaşılmamasının yarattığı stres gibi faktörler esenliği olumsuz etkilerken kadınları olumsuz benlik algısı ve yalnızlık hissi gibi durumlarla da karşı karşıya bırakıyor. Raporda kadınların, iyi hissedenler arasında yer alabilmeleri için cinsiyetleri nedeniyle yetenek ve yetkinliklerinin sorgulanmaması gerekliliğine vurgu yapılıyor.
Araştırmaya göre, teknoloji bağımlılığı ve yoğun sosyal medya kullanımı 18-34 yaş grubunu daha fazla etkileyerek bu grupta iyi hissedenlerin sayısının düşmesine neden oluyor. Çevrimiçi görünürlüğe ve felaket haberlerine daha fazla maruz kalmanın gençlerde olumsuz benlik algısı, yalnızlık hissi ve gelecek kaygısına yol açtığı ifade edilen raporda, dünya genelinde 18-24 yaş aralığındaki kişilerin yüzde 38’i, 25-34 yaş aralığındaki kişilerin ise yüzde 36’sı teknoloji ve sosyal medyanın kendi zihin sağlığı üzerinde olumsuz etkisi olduğunu belirtiyor.
İş yerinde zihin sağlığını desteklemek için yapılabilecekleri de ortaya koyan raporda, çalışan esenliğinin üretime etkisi ve zihin sağlığının kilit personeli elde tutmadaki rolüne dair incelemeler de yer alıyor. Buna göre, çalışan becerilerinin yapılan işe uygunluğu, çalışanların iş yüküne dair karar alma yetkileri ve kariyer gelişimini destekleyen yöneticiler esenliğe katkıda bulunarak üretkenliği artırıyor ve işten çıkma olasılığını düşürüyor. Çalışanlar ayrıca esnek çalışma yöntemleri arasında zaman yönetimini kolaylaştırması sebebiyle hibrit çalışmayı tercih ediyor.
Araştırmanın gerçekleştirildiği ülkeler arasında Türkiye, stres ve depresyon oranlarının en yüksek olduğu ülke olurken anksiyete oranlarında Çin ve Filipinler ile birlikte ilk sırayı paylaşıyor. Ayrıca diğer ülkelere göre Türkiye’de daha fazla sayıda insan yalnızlık hissi yaşıyor.
Raporun tamamına buradan ulaşılabilir :