Değişen ekonomik koşullar tüketicilerin satın alma alışkanlıklarını da etkiliyor. Tüketici pek çok kalemde tasarrufa gidiyor. Ne yazık ki artan maliyetlere bağlı olarak yükselen primler nedeniyle sigorta ürünleri de zaman zaman bu listede yer alıyor.
Sigorta Ekranı’nda Sigortamedya Genel Yayın Yönetmeni Can Kantar’ın konuğu olan Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar ve Quick Finans Genel Müdürü Nihat Karadağ, sigorta ürünlerini kredilendirmeye olanak sağlayan Quick Finans ile ilgili önemli bilgiler verdiler. İlk ürünleri poliçe prim kredisinden üzerinde çalıştıkları diğer ürünlere, ödeme yöntemlerinden hizmet alım süreçlerine kadar detaylı açıklamalar yapan Yaşar ve Karadağ, programda ayrıca finansal market konusunda yürütülen çalışmalar hakkında açıklama yaptılar.
Dünyada da finansman şirketlerinin önemli paya sahip olduğuna dikkat çeken Quick Finans Genel Müdürü Nihat Karadağ, “Finans piyasalarında, Avrupa’ya baktığımızda özellikle tüketici kredilerinin yüzde 46,3’ü tüketicilere finansman şirketleri tarafından veriliyor. Bizde ise henüz bu oran sadece yüzde 3,1. Burada önemli bir yolumuz olduğunu görüyoruz. Türkiye’deki finansman şirketleri ilk oluşumda ağırlıklı olarak otomotiv kredilerinde hizmet vermeye başladılar ve finansman şirketlerinin kullandırdıkları kredilerin yüzde 90’ı otomotiv kredilerinden oluşuyor. Biz geniş bir yelpazede kredi kullandırmak istiyoruz. Sadece otomotiv değil, ihtiyaç kredileri ve ticaretin her türlü finansmanında yer almayı hedefliyoruz. Kredi kavramına farklı bir boyut getirerek sigorta ürünleriyle bütünleşik ürünler sunmayı arzu ediyoruz” dedi.
Karadağ, finansman şirketlerinin en temel ve devrim yaratan özelliğinin şube dışında kredi vermeleri olduğunu söyleyerek, şunları söyledi: “Finansman şirketleri satış noktasında kredilendirme tekniğini geliştirdiler. Herhangi bir alışveriş sırasında krediye kavuşma imkanı sağladılar. Bir ihtiyacı karşılamış oldular. Bu da önemli bir dijital teknoloji gerektiriyordu ve bu dijital teknolojiyi geliştirdiler. Aynı zamanda finansman şirketlerinin bankalardan farklı olarak kredinin amacına uygun kullanılması yönünde de önemli misyonları var. Finansman şirketleri krediyi kullanana değil satıcıya öder. Bugün bankacılık da yavaş yavaş finansman şirketlerine doğru yaklaşmaya başlıyor. Artık bankalar da satış noktalarında yer almak istiyorlar. Finansman şirketinin sahip olduğu yaygın kitlelerin finansmana ulaşmasını sağlaması özelliği çok önemli çünkü satış noktasında, satış alanında, her yerde karşına çıkabiliyor müşterinin. Bu nedenle bankadaki finansmana ulaşamayan tüketicinin bu imkana kavuşmasında önemli bir misyonları var.”
İlk kez 26 Ağustos 2020’de bir tüzel firmaya poliçe prim kredisi kullandırdıklarını belirten Karadağ, “İşin başında poliçe prim kredisiyle başladık ama bireysel tarafta yaygın kitlelere ulaşabilmek için finansman şirketlerinin en temel özelliği olan yaygın kitlelerin finansmana erişimini dijital yetenek üzerine kurmak ve dijital finansal çeşitliliğin arttırılması yönünde önemli bir misyonu yerine getirmek gerekiyordu. Biz de bu anlamında çalışmalara başladık. 12 Mayıs’tan itibaren bireysel tarafta yaygın bir şekilde poliçe prim kredisini kullandırmaya başlayabileceğiz. Önce acentelerimizde başlayacak ve hızla yaygınlaşacağız. Hangi poliçe türü olursa olsun küçük veya büyük primleri kredilendirebileceğiz” diye konuştu.
Trafik poliçesinde 1 aydan 12 aya kadar taksit yapabildiklerini aktaran Karadağ, “Burada kredi vadelerimiz çok esnek. Bir kısıtlamamız yok. Sektörden farklı olarak kredi kartına peşin tahsilat yapılan trafik sigortalarında anında ödeme, 1 ay sonra ödeme veya 12 ay sonra ödemeye kadar her türlü alternatifi sunabiliyoruz. Kredi kartı kullanmak istemeyen ya da taksit istemeyenler için kredi kartına peşin dediğimiz alternatifi sunuyoruz. Batıda şu an yaygın olan “şimdi al sonra öde” modelini burada uygulamaya geçirdik” dedi.
Quick Finans’ın finansal gücüyle ilgili de bilgiler veren Karadağ, Maher Holding ve Quick Sigorta’nın gücünün finansal bir potansiyel yarattığını dile getirerek, “250 milyon lira ödenmiş sermayemiz var ama bu ay içerisinde 410 milyon liraya çıkarıyoruz. Bu da önemli bir güç olacaktır. Finansman şirketlerinin aynı zamanda kaynak yaratma potansiyelleri de var. Bunu çeşitli menkul ihraçlarıyla ve çeşitli borçlanma potansiyelleriyle yapabiliyorlar. 26 Ağustos 2022 tarihinden bugüne kadar 500 milyonun üzerinde kredi kullandırdık ve hızla kullandırmaya da devam ediyoruz. Kredi çeşitlerimizi de arttırıyoruz” dedi.
Geniş bir yelpazede kredi kullandırdıklarını ancak her kredi alanında mutlaka bir sigorta uygulaması olacağını söyleyen Karadağ, şunları söyledi: “Aslında biz kredi bağlantılı sigortalar veya sigorta bağlantılı krediler diyoruz ama her ikisini de yapıyoruz. Doğrudan primi de kredilendiriyoruz veya kullandırdığımız her türlü kredinin yanında mutlaka kredi türünde farklı sigortalar olabiliyor. Bu trafik, kasko veya fatura koruma sigortası olabiliyor. Aktif olarak faaliyet göstermeyi planladığımız bir alan daha var. Biz diğer finansman şirketlerin birçoğundan farklı olarak ikinci bir lisansa daha sahibiz. Konut kredisi de verebiliyoruz. Burada bizim odaklandığımız alan kentsel dönüşüm projelerinde bina tamamlama sigortalı projelere kredi vermek. Hem bu krediyi veriyoruz hem de bina tamamlama sigortasının poliçe primini de kredilendirebiliyoruz. Bunun gibi dijital perakende satış noktalarında mobilya alımlarında, bilgisayar elektronik alımlarında da verdiğimiz kredilerde var olan birçok sigortayı sunup onun da primlerini kredilendirebiliyoruz. Tedarik zinciri tarafında da biz büyük zincirlere satış yapan tedarikçilerin alımlarını ve bayilere satışlarını da kredilendirebiliyoruz. Burada da fatura koruma sigortasını gündeme getirebiliyoruz. Faaliyetlerimizi sürdürürken kredi kavramına mutlaka sigorta boyutunu ekliyoruz.”
Quick Sigorta acentelerinin birer finansal market olmalarına yönelik projenin önemine değinen Karadağ, “Finansal marketi yeni ürünlerle zenginleştirerek genişleteceğiz. Şu an bir ödeme şirketi de kuruyoruz. Hayata geçtiğinde bir dijital cüzdana kredileri indirmek suretiyle on binlerce satış noktasında süratle kredi imkanı sunabileceğiz. Burada kredili kart dediğimiz kredi kartı gibi bir alternatifi de sunmuş olacağız. Her türlü yaygın satış noktasında geçerliliği olan bir kredi kartıyla da finansal markette yer alacağız.” açıklamalarında bulundu.
Maher Holding Sigorta Grup Başkanı Ahmet Yaşar, bugüne kadar kredi bağlantılı sigortaların içerisinde ilgili primlerin taksitlendirilmesinin söz konusu olduğunu ama tek başına bağımsız bir ürün olarak sigorta poliçesini bir fatura gibi görüp, bir hizmet olduğunu teyit edip bu hizmetin fiyatının kredilendirme işlemini ilk defa Quick Finans’ın başlattığını belirterek, programda şunları söyledi: “Bugün trafik sigortasından inşaat all risk sigortasına, kefalet sigortasından sorumluluk ve iş yeri sigortalarına kadar küçük büyük bir yıl süreli tüm poliçeler için 36 aya kadar prim kredisini kullanma şansına sahibiz. Teknik altyapıları sebebiyle önce ticarilerden başladık ama bireysele de geçiş yapacağız. Quick Sigorta dijital dönüşen değil dijital doğan bir sigorta şirketiydi. İştiraklerimiz de ekosistemimizi oluşturan yapılar da Quick Finans da yine teknolojik bir şirket. Teknolojinin getirdiği imkanları çok daha fazla kullanacağız ama bazı hizmetleri de geciktirmemek için önden birtakım operasyonları başlatıyoruz. Giderek o kadar kolaylaşacak ki bir poliçe satın alınırken hızlıca primi de kredilendirilip taksitlendirilecek. Sigortalılarımız, acentelerimiz ve sektör kredi kartı sorunu yaşıyor. Biz bir yandan poliçe arzına devam ederken bir yandan da bu taksit sorununu Quick Finans’ın ortaya koyduğu çözümlerle aşmış oluyoruz” açıklamalarında bulundu.
2022 yılında Türkiye’nin yüzde 5,6 büyüdüğünü ancak bankacılık, finans ve sigorta sektörünün yüzde 21, tek başına sigorta sektörünün hayat dışında yüzde 42 büyüdüğünü aktaran Yaşar, “Sigorta sektörü toplamda yüzde 35 civarında büyüdü ama bunun içerisine baktığınızda sadece kaskoda yüzde 90’lık bir büyüme var. Araç bedellerinde ve tüm varlıklarda bir artış söz konusu. Varlıklar arttığı için de bu varlıkların koruma primi artıyor. Bedel arttığı için sigorta primleri de artıyor. Maliyet artışları sebebiyle primlerde de bir miktar ayarlamalar gerekiyor. Kredi kartı kullanım oranı yüzde 50 civarında. Kredi kartı kullanmayan da bir kesim var. Primleri ödememek de giderek zorlaşıyor. Acentelerimiz bu konuda sigortalılara yardımcı olmak için kendi kredi kartlarını kullanıyorlar. Onların da bir limitleri var. Bankalardaki kredi arzı daralması sebebiyle insanlar kredi kartlarından nakit çekimleri de gerçekleştirdiler. Bu da kredi kartlarında limit sorunları yaratmaya başladı. O zaman bizim yeni ödeme sistemlerine ihtiyacımız doğdu” değerlendirmesini yaptı.
Programda deprem felaketiyle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Yaşar, sektörün önemli bir sınav verdiğinin altını çizerek, “Sürekli bölgeye gidip geliyoruz. Elimizi çekmemeye çalışıyoruz ama birtakım öz eleştirileri de yapmamız gerekiyor. Acenteler, sigorta şirketleri, diğer kurumlarımız ve kuruluşlarımız olarak nerelerde hata yaptığımızı ve nerelerde eksiklerimiz olduğunu konuşmaya başladık ve konuşmaya devam edeceğiz. Bizim eksiklerimiz olduğu gibi sigortalıların da eksikleri var. Maalesef pandemiden bu yana yaşadığımız enflasyonist ortam da bunların artmasına sebep oldu. Bölgede 2 trilyon liralık bir ekonomik hasar kayıp söz konusu. Bunun sigortalı olan kısmı DASK dahil 100 milyar lira civarında. 76 milyar lira özel sigortaların ödeyeceği hasardan bahsediyoruz. 25 milyar civarında da DASK’ın ödeyeceği hasardan bahsediliyordu ki DASK neredeyse bu rakamlara ulaştı. Keşke sigortalılık oranı daha yüksek olsaydı da biz bu 2 trilyonun 1 trilyonunu, hatta tamamını karşılayabilseydik ama sadece 100 milyar lirasını karşılayacağız. Aslında sigorta şirketlerimizin kapasiteleri bunun beş katını karşılayabilecek seviyedeydi” dedi.
Maraş’ta ve Antakya’da sanayicilerle bir araya geldiklerini aktaran Yaşar, şöyle devam etti: “Onlardan aldığımız izlenim de sigortalılık oranının azalmasında ya da eksik sigortayla karşılaşılmasında ekonomik koşulların etkili olduğu yönünde. Ticaret kanununda hüküm tacirin faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı olmasını emrediyor. Böyle baktığımız zaman iş yerlerinin, fabrikaların, atölyelerin, ticaret erbaplarının sigorta yaptırması aslında kanuni bir zorunluluk, çünkü sigorta yaptırmaktan daha basiretli nasıl bir davranış olabilir? Büyük bir deprem yaşadık ve birçok varlığımızı yitirdik. Bu varlık sadece sahiplerinin değil hepimizin, bu ülkenin varlığı. Bunların yerine konması çok zor. Halbuki sigorta sistemi bunları yedekliyor ve böyle bir afette hemen yerine koyuyor. Şimdi bu yerine koyma sürecinde Quick Finans’ın geliştirdiği prim kredisi sistemi bu primlerin uzun vadelerle ödenmesini sağlayacak. 36 aya kadar vadelerden bahsediyoruz. Bu da maliyetlere, hizmetlere, malların fiyatlarına yansıyacak.”
Quick Finans’ın ilk ürünü olan poliçe prim kredisi dışında klasik bankadan ve diğer finansman şirketlerinden alınabilen otomobil kredisini de verdiğini aktaran Yaşar, “Bu otomobil kredisine sigorta acentelerimiz de aracılık edebilirler. Bize hem otomobil bayisi önerisinde bulunabilirler hem de otomobil kredisi kullanmak isteyen sigortalılarını yönlendirebilirler. Bunun için Quick Finans’ın sitesinde QPORT başvuru alanları var. Bankalarla bugüne kadar yaşadıkları sıkıntı ve rekabetleri Quick Finans yaşatmıyor. Müşterilerin kullanacağı otomobil kredisinin sigorta poliçesi yine acente tarafından düzenleniyor. Krediyi banka verdiği için poliçeyi ona kaptırma riski yerine poliçesini düzenlediği müşterinin kredisini de acente verebilecek. Dolayısıyla artık acente de hem kredi kullandırtma hem de poliçesini düzenleme şansına sahip. Bu otomobil için de diğer fatura karşılığı satılan her türlü mal ve hizmet için de geçerli” dedi.
Acentelerin raflarında finansal ürünleri bulundurarak bankalar karşısında kendi teçhizatlarını arttıracaklarına dikkat çeken Yaşar, “Diğer taraftan da bu çabalarının sonucunda birtakım gelirler elde edecekler. Bu gelirlerle ilgili modellerimiz var. Bunları da bu konuda faaliyet göstermeye başlayan acenteler yaşamaya başladı” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin kısa bir süre içerisinde 1,5 milyon konutun dönüşümünü gerçekleştirmek üzere çalışma yürüttüğünü aktaran Yaşar, “Quick Sigorta MHR Gayrimenkul ve Quick Finans olarak bir iş modeli hazırladık. Halka arz aşamasında SPK’nın izini bekliyor. Süreç devam ediyor. MHR Gayrimenkul’un odaklanacağı alanlardan ilki de bu kentsel dönüşüm alanı ve bina tamamlama sigortalı projeler olacak. Quick Finans’ın da kredi potansiyelini kullandırdığı süreçler olacak.”
Kuruldukları ilk günden bu yana söz verdikleri gibi Quick Sigorta poliçesine her zaman erişim olduğunu hatırlatan Yaşar, “Sistem arızaları da dahil olmak üzere bize gelip de poliçe bulamadım, poliçe alamadım diyen bir tek kişi olamaz, olmamalı. Quick Sigorta’yla başlayan ve Quick Finans, MHR Gaymenkul, QPay ve Corpus Sigorta ile devam eden katarımızı büyüte büyüte gidiyoruz. Bambaşka ufuklara, bambaşka yollara gidiyoruz. Yepyeni açılımlar yaratıyoruz. Finansal sigortalarla başlayan çok sayıda türev ürünlerimiz ortaya çıkacak. Finansal market konusundaki çalışmalarımız devam ediyor. Şirketlerimizin birbirleriyle sinerjisiyle, enerjisiyle yaratacağımız yepyeni modeller ortaya çıkacak. Acentelerimizin bizimle büyüyeceklerine inanıyoruz” dedi.
Kaçıranlar ve tekrar izlemek isteyenler için yayının tamamı Sigorta Ekranı’nda…